Home

Şeref ve şerefsizlik!

فَاسْتَمْسِكْ بِالَّـذ۪ٓي اُو۫حِيَ اِلَيْكَۚ اِنَّكَ عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ

 “Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen, dosdoğru yoldasın.” (Zuhruf – 43)

Ayetin başında yer alan ve emir olarak zikredilen ‘festemsik’ fiili bir şeye sımsıkı sarılmak anlamındadır.  Ayet, peygamber özelinde müminlere yapılmış bir çağrıdır ki, hangi ülkede hangi rejim altında ve sosyal çevrede yaşarsanız yaşayın, siz son nefesinize kadar, Kur’an’a sımsıkı sarılın. Dine karşı gelenler, dindarları itip kakmaya ve aşağılamaya çalışanlar, zulüm ve inkârlarının cezasını her iki âlemde çekeceklerdir.

Surenin devam eden 44. ayetinde ise, Rabbimiz, Efendimiz (sav) Hazretlerine, “Doğrusu Kur’an, sana ve milletine bir öğüt, bir şereftir. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız” buyuruyor.

Evet, en büyük saygınlık ve itibar, en büyük şan ve şeref, Yaratıcının bir kavmin içinden bir zatı seçip ona peygamberlik görevi vermesidir. Bu ilahi seçim hem peygamber için hem de onun kavmi için elbette bir ayrıcalıktır ve büyük bir sorumluluktur. Bu şerefe, bu ayrıcalık ve sorumluluğa, yer kürenin neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, tüm Müslümanlar da muhataptır ve ortaktır.

Hak Dinin mensupları bu eşsiz nimete dört elle sarılmaz da sırt çevirir ve nefis toplumuna dönüşürlerse elbette herkesten önce bu nimetin ağır hesabı onlardan sorulacaktır. Zaten, kendi milletlerinden bir peygamber çıktığı halde ona düşmanlık ve muhalefet edenlerin, kendi elleriyle kendilerini cehenneme sürükledikleri tarihsel olarak bilinmektedir. Ki, Hak Dine karşı çıkan tüm kavimler, daha dünyadayken, bunun karşılığını dramatik bir şekilde ödemişlerdir.

Sonuç: Kuran yolu Allah’ın imtihan için yarattığı yeryüzünde yürünecek yegâne doğru yoldur. Ayetlerde vurgulanan Kuran’a sımsıkı sarılmak, Hakkın emir ve yasaklarına titizlikle uymak demektir. Kim, Kuran’ın öğütlerini öğrenmiş ve hayatına uygulamışsa o kişi en büyük bir şerefe nail olmuştur. Kuran’ı arkalarına atanlar ise, Allah’ın doğru yolunu terk ettiklerinden, şereflerini kaybetmiş değersiz insan mertebesine inmişlerdir. Şereflerini yitirenler, şerefsizlerin yaşam bölgesi olan cehenneme yerleşirken, şereflerini adam gibi taşıyanlar ise, ebedi nimet yurdu cennetin vatandaşı olacaklardır.

M. Talât Uzunyaylalı

Yorum bırakın