Home

Düşmanınla bir gün dost olabilirsin!

عَسَى اللّٰهُ اَنْ يَجْعَلَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ الَّذ۪ينَ عَادَيْتُمْ مِنْهُمْ مَوَدَّةًۜ وَاللّٰهُ قَد۪يرٌۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

“Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Mümtehine – 7)

İslam’ın hoşgörü, barış ve insanlık değerlerini yücelten ayetler, müminlerin yaşamında derin izler bırakmıştır. Mümtehine Suresi’nin 7. ayeti, bu değerlerin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serer: “Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” Bu ayet, düşmanlıkların bir gün dostluğa dönüşebileceği umudunu taşır ve müminleri affetmeye, barışa ve merhamete teşvik eder.

İslam’da aşırılık yoktur. Bu ayet, düşman bir toplumun bir gün dost olabileceğini hatırlatarak çok önemli bir insani durum, medeni bir sosyoloji ve psikoloji emrediyor. Resulullah, Mekke’den Medine’ye hicret ederken Mekke’nin büyük bir bölümü Efendimizin düşmanıydı. Ancak süreç ilerledikçe, birçok iman ve Kur’an düşmanı kimse İslam’ın bayraktarlığını üstlenerek örnek birer hayat yaşadılar. Bu durum, düşmanlıkların barış ve dostluğa evrilebileceğinin en güzel örneklerinden biridir.

Düşmanlık, haksızlık ve sınırları aşmak anlamlarına gelir. Kur’an’da geçen bazı ayetlerde düşmanlık, zulüm ve adaletsizlikle anılır. Hani denir ya: Savaşın da bir hukuku var; hiçbir zaman Müslüman kişi, haddi aşıp hakka tecavüz edemez. Batılı kaynaklarda da yer aldığı gibi, Türk devletleri İslam hukukuna bağlı hareket ettiklerinden gaza sırasında da evleri, ekinleri, çarşıyı pazarı yakıp yıkmamak üzere hareket etmişlerdir. Yaşlıya, çocuğa ve genel olarak kadına dokunulmamıştır. Mal ve can emniyeti sağlanmış, inanç hürriyeti, mülk edinme ve ticaret yapma gibi haklar Müslüman olmayan Hıristiyan, Musevi vb. kimselere İslam’ın verdiği bir hak olarak verilmiş ve bu haklar yüzyıllarca korunmuştur.

İslam’ın öğretileri, yalnızca Müslümanlar için değil, tüm insanlık için evrensel ahlak kuralları sunar. Barışın ve dostluğun tesisi, adaletin sağlanması ve insanların haklarının korunması, İslam’ın temel prensiplerindendir. Bu prensipler, Peygamber Efendimiz’in hayatında ve İslam tarihinin çeşitli dönemlerinde somut örneklerle desteklenmiştir. Bu nedenle, İslam medeniyetinde adalet, merhamet ve hoşgörü her daim ön planda tutulmuştur.

(M. Talat Uzunyaylalı)

yazan: talatuzunyaylali16 Temmuz 2024

714. FİKİR /Mümtehine

Haşr Suresi Son Üç Ayet اِنْ يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ اَعْدَٓاءً وَيَبْسُطُٓوا اِلَيْكُمْ اَيْدِيَهُمْ وَاَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّٓوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَۜ “Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır. Zaten inkâr edivermenizi istemektedirler.” (Mümtehine – 2) Mümtehine Suresi’nin 1-5. ayetleri, Müslümanlara imanları doğrultusunda kimlerle dostluk kurmaları gerektiğini ve bu konuda dikkatli olmalarını…

yazan: talatuzunyaylali4 Temmuz 2024

713. FİKİR / Haşr

Haşr Suresi Son Üç Ayet هُوَ اللّٰهُ الَّذ۪ي لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِۚ هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّح۪يمُ “O, öyle Allah’tır ki, O’ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.” (Haşr 22) Haşr suresinin son üç ayeti, İslam inancında önemli bir yer tutar. Bu ayetler, Allah’ın eşsiz ve benzersiz sıfatlarını, O’nun merhametini,…

Yorum bırakın