Home

Yeryüzü insan için nasıl hazırlandı?

هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ ذَلُولاً فَامْشُوا ف۪ي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِنْ رِزْقِه۪ۜ وَاِلَيْهِ النُّشُورُ 

“Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah’ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O’nadır.” (Mülk, 15)

Bu ayet, yeryüzünün insanın hizmetine sunulmuş bir düzen olduğunu ve bu düzenin arkasında Allah’ın hikmeti ve kudreti bulunduğunu hatırlatır. İnsanların günlük hayatta sıklıkla görmezden geldiği bu büyük hakikati açıklamak için tabiattan, fiziksel olaylardan ve yaratılmışların işleyişinden bazı örnekler üzerinde duralım.

Atmosfer, insanların ve diğer canlıların nefes almasına imkan tanıyan mükemmel bir gaz karışımına sahiptir. Oksijen oranı, azot dengesi ve karbondioksit miktarı tam da hayatı sürdürebilecek şekilde ayarlanmıştır. Eğer atmosferdeki oksijen oranı biraz daha fazla olsaydı, bir kıvılcım her şeyi tutuşturan bir felakete dönüşebilirdi. Azot oranı azalsaydı, solunum dengesi bozulur ve hayat sürdürülemezdi. Hava, insanın ve diğer varlıkların hayatını mümkün kılacak şekilde tasarlanmış bir yaşam kaynağıdır.

Su, yeryüzünde hiçbir canlı için vazgeçilmez olmayan bir mucizedir. Hem bitkilerin büyümesi hem de hayvanların ve insanların beslenmesi için su, Allah’ın en büyük nimetlerindendir. Su döngüsü, yerçekimi sayesinde bulutlardan inen yağmurların tam gerektiği miktarda toprağı beslemesini sağlar. Yağmurun karın yeryüzüne zarar vermeden düşmesi, suyun besleyici özellikleri ve her canlı için aynı derecede hayat kaynağı olması tesadüf değil, ilahi bir planın eseridir.

Ateş, insana hem ışık hem de enerji sağlayan bir kuvvettir. Güneş, dünya için devasa bir enerji kaynağıdır. Ancak güneş ışınları, atmosfer ve ozon tabakası sayesinde insan hayvan ve bitki yapılarına zarar vermeyecek bir yoğunlukta dünyaya ulaşır. Varlıklar bu enerjiyi hayatlarını temeli olarak kullanırlar. Güneşin ısı ve ışığı, tam insan hayvanın ve bitkinin hayatını destekleyecek seviyededir. Bu, evrenin düzeninin ilahi bir ölçü ile yaratıldığını gösterir.

Toprak, sayısız bitki ve canlının kaynağıdır. Bitkiler, kökleriyle topraktan besin alır ve insanın ihtiyaç duyduğu gıda bu yolla yetişir. Toprağın yapısı, mineralleri ve su tutma kapasitesi, bitkilerin yetişmesine uygun bir şekilde yaratılmıştır. Toprağın bu özellikleri kendiliğinden oluşmuş değildir. Yeryüzü, güneş gibi, insanın sofrası olacak şekilde çalışmaya devam edecektir.

İnsan bedeni, insan ameli, meleklerin yardımı ve ilahi bir düzenle sürekli korunur. Rüzgârın yönü, basınç dengesi, yerçekimi gibi fiziksel kuvvetler, hem insan bedenine hem de çevresine zarar vermeden işler. Aksi takdirde hayatın devam etmesi mümkün olmazdı.

Sonuç: Bu ayet, insana yeryüzünün ona hizmet etmek için kendi başına var olmadığını, bilakis Allah’ın iradesi ve kudretiyle yaratıldığını ve devam ettirildiğini öğretir. Tüm bu düzen, Allah’ın sonsuz rahmet ve hikmetinin bir tezahürüdür. İnsan, bu nimetlerden yararlanırken kendisinden beklenen kulluk görevini unutmamalı ve dönüşün yalnızca Allah’a olduğunu hatırlamalıdır. Gaflete dalmadan bu hakikati anlamak, insana hem bu dünyada hem de ahirette huzur ve kurtuluşu sağlayacaktır.Bu hikmetli düzeni fark etmek, insanın Allah’a olan imanını ve teslimiyetini artırmalıdır. / M. TALAT UZUNYAYLALI

Yorum bırakın