Home

Kur’an: Âlemler İçin Bir Öğüt

وَمَا هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَم۪ينَ 

“Oysa o (Kur’an), âlemler için ancak bir öğüttür.” (Kalem, 52)

İnsanoğlu, bilgiye dayalı olarak bilinçli tercihler yapar ve bu tercihler doğrultusunda hayatına yön verir. Bilgiden yoksun bir insan, ne kendini, ne bu dünyayı ne de ahireti tam anlamıyla kavrayabilir ve bu doğrultuda doğru bir yaşam biçimi oluşturamaz. Bilgi eksikliği, insanı çevresini taklit etmeye iter. İşte bu noktada, Allah Teâlâ’nın insanlığa lütfu olan Kur’an devreye girer. Kur’an, insanın varoluş amacını anlaması, dünya hayatındaki sorumluluklarını idrak etmesi ve ebedi saadete ulaşabilmesi için ilahi bir rehber olarak indirilmiştir.

Haliyle Kur’an İlahi bir öğüt ve bir hatırlatıcıdır: Kur’an, insanın yaratılış gayesini ve bu dünyadaki görevlerini hatırlatan bir öğüttür. Yüce Allah, bu gerçeği çeşitli ayetlerde açık bir şekilde ifade etmiştir:

“Andolsun, size bir Kitap gönderdik ki, öğüt ve uyarınız yalnız ondadır.” (Enbiyâ, 10)

“Bu, bereketli bir Zikir’dir (öğüt) ki, onu indirdik.” (Enbiyâ, 50)

“Sad. Zikir/öğüt dolu Kur’ân’a andolsun.” (Sâd, 1)

“Gerçek şu ki, bu Kur’ân sana ve toplumuna bir zikirdir (öğüt).” (Zuhruf, 44)

“Allah size bir Zikir (öğüt) indirmiştir.” (Talak, 10-11)

Bu ayetler, Kur’an’ın temel misyonunun insanlara yol göstermek ve onlara doğruyu hatırlatmak olduğunu göstermektedir. Kur’an, hem bireysel hem de toplumsal hayat için bir rehberdir ve bu rehberliği, insanın fıtratına uygun olarak sunar.

Hatırlatma görev bilincini uyanık tutar: Kur’an’ın temel fonksiyonlarından biri de hatırlatmaktır. Yüce Allah, insanın unutan bir varlık olduğunu bildiği için Kur’an’ı bir “zikir” yani hatırlatıcı olarak da sıfatlandırı. Nitekim şu ayetler bu gerçeği vurgular:

“Ona bizden bir rahmet ve sağduyu sahiplerine bir hatırlatma olarak verdik.” (Sâd, 43)

“Hatırlat, çünkü hatırlatmak inananlara yarar sağlar.” (Zâriyât, 55)

“Ne oluyor onlara da öğüt verip düşündüren şeyden yüz çeviriyorlar?” (Müddessir, 49)

Kur’an’ın hatırlatıcı rolü, insanın hem dünyevi hem de uhrevi hayatına yön vermeyi amaçlar. İnsan, bu ilahi hatırlatmaları dikkate aldıkça manevi olgunluğa erişir, kalbi yumuşar ve Allah’a olan yakınlığı artar.

Kur’an ve Peygamber doğru yolun kıavuzlarıdır: Kur’an’ın yanı sıra, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de insanlığa bir hatırlatıcı olarak gönderilmiştir. Allah Teâlâ bu gerçeği şu ayetle bildirir:

“Doğrusu, o (Kur’an) bir hatırlatıcıdır.” (Abese, 11)

Peygamberimiz, Kur’an’ın rehberliğinde insanlara doğru yolu göstermiş, onlara hem bu dünyada hem de ahirette selamete ulaşmanın yollarını anlatmıştır. Onun örnekliği, Kur’an’ın pratik hayattaki yansımasıdır.

Kulluk bağı: İslam’da, kul ile Rabbi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Namaz, bu ilişkinin en somut tezahürüdür. Günde beş vakit namaz kılan bir Müslüman, her defasında Allah’ı anarak, O’na yönelerek bu bağı güçlendirir. Nitekim Yüce Allah, “Beni hatırlayın ki, ben de sizi hatırlayayım.” (Bakara, 152) buyurarak, kullarına bu manevi bağı hatırlatmıştır.

Kur’an’ı okuyan ve onunla amel eden kişi, Allah’ın nimetlerini düşünür, evrendeki varlıkların bilgisiyle Allah’ın sıfatlarını tanır. Rabbini tanıdıkça O’na olan sevgisi ve yakınlığı artar. Bu süreç, insanı hem ruhsal hem de zihinsel olarak olgunlaştırır.

Sonuç: Selamet isteyen Kur’an’a sarılır: Çünkü Kur’an, âlemler için bir öğüt ve rahmettir. Onu okuyan, anlayan ve hayatına tatbik eden insan, hem bu dünyada huzura kavuşur hem de ahirette ebedi saadeti elde eder. Kur’an’ın rehberliğinde yürüyen bir mümin, kulluk görevlerini yerine getirir, hatırlatmalardan ders çıkarır ve Allah’ın rahmetine mazhar olur. Nitekim Allah Teâlâ, bu hakikati şu ayetle özetlemektedir: “Onlara Allah’ın günlerini (geçmiş milletlerin başlarına gelen olayları) hatırlat!” (İbrahim, 5) Öyleyse, Kur’an’ı bir hayat rehberi olarak benimsemek ve onun öğütlerinden istifade etmek, insanın hem dünya hem de ahiret saadetini temin etmesinin en sağlam yoludur.

M. Talat Uzunyaylalı

Yorum bırakın