Home

 

ESKİ TIP

KORUYUCU HEKİMLİK

İÇİNDEKİLER/

KISA TAKDİM

1.SAĞLIĞI KORUMADA TEMYİZ GÜCÜ

2.BEDENİN KORUNMASININ ÖNEMİ

a)-Koruma kavramı

3.İNSAN TABİATİ

a-İnsan tabiatının başlangıcı

b-Sağlığın temelleri

 

SUNU:

Aşağıda okuyacağınız notlar eski tıbbın insan sağlığının korunmasıyla ilgili önerileridir. Notlar ilerledikçe görülecektir ki, eski doktorlar, hastalıklarla değil, hastalıkları ortaya çıkaran sebepler üzerinde daha çok durmuşlardır.  Eski tıp anlayışı  koruyucu tıbbı öne çıkarmış ve sağlığı korumanın yöntemleri üzerinde durmuştur. Modern tıp için ‘koruyucu hekimlik’ değeri geç anlaşılmış oldukça yeni bir kavramdır denilebilir.

Bu çalışmada, Kültür Bakanlığı Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından neşredilen Ebû Zeyd El-Belhi’nin “Mesâlihu’l-Ebdân Ve’l-Enfüs / Beden ve Ruh Sağlığı” adlı kitabından istifade edilmiştir. Kitaptan yapılan alıntılar, özü yazara ait olmak üzere, yer yer yeniden değerlendirilmiş, bazı başlıklar ve ara başlıklar eklenmiştir.

1-SAĞLIĞI KORUMADA TEMYİZ GÜCÜ:

Allah insana faydalı olanı bilip elde etsin, zararlı olanı da bilip ondan sakınsın diye temyiz gücü vermiştir. (Temyiz gücü: İyiyi kötüden, zararlıyı zararsızdan ayırma ve bunları tasnif etme kabiliyeti demektir. Dini terim olarak ise, helalı haramdan ayırma melekesini ifade eder.) İnsan temyiz gücü sayesinde nefsine ve bedenine yararlı olanı bilip alabilir.

İnsan nefs ve bedenden ibarettir. Bu yüzden akıl sahibi herkes nefis ve bedenin korunması için gayretli olmalı, sağlığın korunması öncelikli ve önemli bir iş olarak görülmelidir. Bu yüzden  herkesin şu iki hususu öğrenmesi menfaatinedir. Beden ve Nefis nasıl korunur?

2-BEDENİN KORUNMASININ ÖNEMİ

Beden ihmal edildiğinde  hastalıklar ve bunlara bağlı bozukluklar ortaya çıkar. Eğer beden ihmal edilmez zararlı şeylerden korunulur ise kişinin hayatı sağlıklı bir şekilde devam eder. Bedenin ihmal edilmesi durumunda hastalıklar ortaya çıkar ve kişi bir hastalıktan öteki hastalığa sürüklenir.

a)-Koruma kavramı insan, hayvan ve bitki dünyasında hayatî bir öneme sahiptir. İnsan gibi, hayvanlar ve bitkiler de korunmaya ihtiyaç duyar. Mesela bazı ağaçlar ve bitkiler, dona karşı korunmazsa ya verimleri düşer ya da tamamen kurur. Hayvanların vahşi olanları tabii şekilde korunmaktadır; kış gelince vücutlarındaki yağ oranı artmakta ve derileri kürke dönüşmektedir. Bazı hayvanlar, soğuk ve çetin tabiat şartları karşısında in, mağara vb. kapalı alanlara çekilmekte, evcil hayvanlar ise insanlar tarafından ahır vb. kapalı yerlerde korunmaktadır.

İnsanın ürettiği ve yaptığı şeyler de ancak koruma yöntemiyle uzun süre ihtiyaca cevap verebilmektedir. Mesela evler… belli aralıklarla tamir edilmezse ömürleri kısa olacaktır. Elbiseden ayakkabıya, kitaptan cep telefonuna, insanın kullandığı ve yararlandığı her araç ve gereç bu şekildedir. Korunan her eşyanın kullanım ömrü ve konforu sürer.

Evrendeki  tabii ve suni şeyler bozulma ve yok olmaya maruzdur. Varlıklar, hayatları devam ettiği müddetçe bozuklukları kendilerinden uzaklaştırmak için zorunlu olarak korunmaya ihtiyaç duyar. Özellikle insan hayatının korunmaya ihtiyacı vardır. Fakat koruma yöntemleri ve bunların yararı konusunda yeterince özenli davranılmadığı görülmektedir.

Mesela bünyeleri sağlam pek çok insanın yeme, içme, evlenme, cinsel faaliyet vb. başka şeylerde haddi aştığı görülüyor, fakat aşırılıkları yüzünden bu insanların bedenlerinde birtakım hastalıkların ortaya çıkacağı  baştan görülmüyor ve anlaşılmıyor. Bu durum, onların, çeşitli koruma şekillerinin iyiliği ve beden için yararı konusunda ikna olmalarına da yetmiyor.  Oysa vücuda kötü davranıldığında, o anda önemi anlaşılmayan  düşük etkilerin, birbirine eklenip büyük zararlar doğurması kaçınılmaz olacaktır. (Örneğin sigara, alkol, ilaç, uyuşturucu hap, yiyip içmedeki aşırılıklar; çeşitli israflar vb. daima ağır fatura olarak kişiye dönmektedir.)

Bu durumun tersi de geçerlidir: Bedeni korumak için az da olsa gösterilen ihtimam, onlar da birbirine eklenerek, kişinin lehine büyük bir yararı ortaya çıkaracaktır. (Örneğin her gün sigarayı azaltarak içmek, yemeği azaltarak yemek, hareketi çoğaltmak vb. zararı ortaya çıkaran şeylerin azaltılması yahut terki, ilk başta olumlu etkisi hemen görülmese de, zaman içinde, çeşitli rahatlıklar şeklinde kendini hissettirecektir.)

Bir örnek: Çocuk yavaş yavaş büyür; bu büyümenin ölçüsü saatlerle, günlerle, aylarla açıklanamaz. Büyümenin parçaları uzun yıllar boyunca azar azar birleşir ve insanın tamamlanması, iyice güçlenerek tam bir insan olması esnasında büyük bir miktara ulaşmış olur. Yıkım anında da çürümenin azar azar, parça parça olduğunu görürüz. Bu eksilmenin etkisi belli saatler, günler ve aylarda anlaşılamaz. Öyle ki seneler geçtikçe bu az şeylerin bir araya gelmesiyle oluşan bir takım yok oluşa ve helake doğru gider.

Bedenin korunması ve izlenen düzgün koruma yönetimin rolü ile bedenin ihmal edilmesi ve bunu sağlayan yaşama biçiminin rolü  bu örneğimize benzemektedir. İnsan bedeni, durumundan gafil olunmaması, değerinin ihmal edilmemesi, koruma ve iyileştirmeden nasibini alması  gereken en önemli varlığımızdır.  Bu, o kadar önemlidir ki, beden var olduğu müddetçe, kendisi dışındaki şeyler de var olmakta, bozulması durumunda beden sahibi ve beden sahibinin üzerinde tasarrufta bulunduğu  şeyler de bozulmaktadır.

Korumayla ilgili iki sonuç şudur: Bir: Beden sağlıklı ise sağlığın devamı amaçlanır. İki: Beden sağlıksız ise sağlığına yeniden kavuşması amaçlanır. Bundan sonraki bölümlerde bu iki durumun yöntemleri ele alınacaktır.

 

3.İNSAN TABİATİ

a)-İnsan tabiatının başlangıcı:

Allah evrende dört madde yaratmıştır: İlki, tabiatı sıcaklık ve kuruluk olan ateştir. İkincisi tabiatı sıcaklık ve yaşlılık olan havadır. Üçüncüsü tabiatı soğuk ve yaşlılık olan sudur. Dördüncüsü de tabiatı soğukluk ve kuruluk olan topraktır.

Dünya üzerinde yaratılan insan, hayvan, bitki, varlığın tamamında, bu dört unsurdan her  biri, az çok, yer alır.

Sıcaklık: Ateşin insandaki payı kalbinde, karaciğerinde, besinleri çiğneyip hazmettiği organlarında ve bedenin iç dış parçalarının tamamında mevcuttur. İnsan bedeninin parçalarını yetiştirip büyüten sıcaklıktır. Hava: Havanın insandaki payı organlarının boşluğunda bulunun ve nefes alıp vermeyle içinden çıkan şeydir. Su: Suyun insandaki payı kan, iki salgı (sarı ve kara safra) ve balgam gibi bedende ve damarlarda yayılan yaşlılıktır. Toprak: Kemikler, sinirler, damarlar gibi sert ve vücudun organlarına bağlanan yapıdır. (Ebû Zeyd El-Belhi, bu bölümde dört unsurun insanın fiziki yapısında oynadığı rolü anlatarak, insanın dışta ve içte yer alan organlarını, bunların görevlerini ve dört unsurla olan kopmaz ilişkilerini anlatmaktadır.)

Belhi, bölüm sonuna doğru, ‘duyuların kaynağı olan beynin, hayatın kaynağı olan kalbin ve besinlerin kaynağı olan karaciğerin insan bedenini yönettiğini, diğer bütün organların ise bu üç organın yönetimi altında olduğunu belirtmektedir.

Allah’ın, insanda yeme içmenin tam anlamıyla yapılıp tamamlanabilmesi için dört tabii güç meydana getirdiğini de vurgulayan Belhi bu güçleri; Cazibe gücü, Mumsike gücü, Mugayyire gücü ve Dâfia gücü şeklinde tanımlamaktadır. Cazibe gücü, yiyip içme isteğidir; etten sebzeye, elmadan çileğe, sudan hazır içeceklere kadar. Mumsike gücü; yiyip içilenlerin –besinlerin- korunması demektir. Normal her mide cazibe gücüyle elde ettiği besinleri koruma altına almaktadır. Mugayyire gücü, midede koruma altına alınan besinlerin işlenmesi sürecini yönetir; hazım sürecindeki ince işlemler bu aşamada gerçekleşir. Dâfia gücü, son aşamadır; midede işlem gören besinler, bu aşamada ilgili organların ihtiyacına göre dağıtılır. Bu noktada vücudun ihtiyacı olmayan kısımlar idrar ve gaita olarak dışarı atılır. İnsanın büyümesi, günlük aktiviteler gerçekleştirmesi, hayatın devamı bu dört gücün yönettiği yolların açık olmasıyla mümkün olmaktadır. Fizikî yapıyı ayakta tutan bu sistem, hayvan ve bitki dünyasında da benzer bir şekilde çalışmaktadır. Cazibe gücü, Mumsike gücü, Mugayyire gücü ve Dâfia gücüne, canlı dünyasının ortak sistemi denilebilir.

 

b-) Sağlığın temelleri

Solunacak hava, beslenmek için yiyecek ve içecek, neslin devam için gereken cinsel hayatta tutulan yol,  bedeni dinlendirecek ve ertesi güne hazırlayacak uyku. Bunların dördü insan hayatının temelini oluşturur.  Bu dört ihtiyacın giderilmesinde tutulan yol ve alışkanlıklar, sağlıklı ya da  hastalıklı bir hayatın esasını ortaya koyar.

(İlerleyen bölümlerde bu temel insanî ihtiyaçların giderilmesinde nelere dikkat edilirse sağlıklı bir hayat sürdürebileceği anlatılacaktır.)

Belhi, ele alınacak konulardan yararlanabilmek için aşağıdaki yedi temel noktanın bilinmesi ve akılda tutulması gerektiğini ihtar etmektedir.  Bu yedi madde, insanla doğrudan ilgilidir ve Allah’ın evreni ve varlıkları yarattığı unsurlardır. Bunlar;

Maddi unsurlar (Ateş, hava, su, toprak)

-Dünyayı kuşatan yönler (Doğu, batı, kuzey, güney ile alt, üst kavramları.)

-Rüzgârlar

-Mevsimler

-Gece ve gündüz (Saat kavramı)

-Canlılardaki salgılar (öd, kan vb.)  

-Ve Ömrün kısımları.

Bu yedi asıl, eşyanın küllî kısımlarıdır. Bu kısımlar üzerinde insana tasarruf hakkı tanınmıştır. Her bir temelde insanın payı bulunmaktadır. Her temelle doğru iletişim nasıl kurulabilir ve sağlıklı bir ömür nasıl elde edilip korunabilir? Aşağıdaki bölümlerde bu konular ele alınacaktır.