Bizi ihtiyaçlı bir varlık olarak
yaratan ve ihtiyacımızı gideren Allah Teâlâ’dır
صِرَٲطَ ٱلَّذِينَ أَنۡعَمۡتَ عَلَيۡهِمۡ غَيۡرِ ٱلۡمَغۡضُوبِ عَلَيۡهِمۡ وَلَا ٱلضَّآلِّينَ
“Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir.” (Fatiha 7)
İnsanın maddi ve manevi ihtiyaçları vardır. Nimet; ihtiyacı olanı almaktır. Ebediyet yolunda insanın ihtiyacı olan her şeyi sağlayan Allah’tır. İnsanın soluduğu havayı, yediği yemeği, gözüne gelen nuru, kalbinde parlayan iman nurunu Allah’tan bilmesi, onun doğru hareket ettiğinin delilidir.
İnsanın eline geçen nimetlerin kendi çabası sonucunda ortaya çıktığını zannetmesi, tabiatın ve evrenin kendi doğal ihtiyaçlarını karşıladığını düşünmesi, Allah’ın yolunu kaybetmesidir. Bu durum manevi bir körlüktür, Allah’ın nimetlerini inkar etmektir. İhtiyaçlarını karşılayana nankörlüktür; bilgisizlik ve kibirdir.
Bu inanca sahip insanlar, dünyadan çıkış olmadığını düşünürler. Bütün enerjilerini günlerini yeryüzünde iyi geçirmek için harcarlar. Bir kısır döngü içinde yaşar ölürler.
Sonuç: ‘Allah’ım! Bizi gazaba uğrayanların ve sapkınlığa düşenlerin düştüğü duruma düşürme. Bizi onların yoluna yönlendirme. Ayaklarımızı ve gözlerimizi İslam’ın temiz, aydınlatılmış caddesinden ayırma. Amin.’
M.Talat Uzunyaylalı