Home

kalpiaretlerii1

Mü’min ve kâfirin kalp dünyası farklıdır.

إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ ءَأَنذَرۡتَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تُنذِرۡهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ

“İnkâr edenlere gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir; inanmazlar.” (Bakara 6)

Kesin bir iman aydınlığı olduğu gibi, kesin bir inkâr karanlığı da vardır. İman aydınlığına sahip insan, küçükten büyüğe, varlıkta, Allah Teâlâ’yı apaçık müşahede eder. İnkâr karanlığında kalan biri de, küçükten büyüğe, varlıkta, inkârını apaçık temellendirir.

Sonuç: Beş duyuya sahip iki insanın baktıkları aynı şey hakkında zıt inanmalar ileri sürmeleri kalplerindeki farklı fikirlerin eseridir. İnsanlar genel özellikleri bakımından birbirine benzer. Farklılık kalplerinde beliren anlamlardadır. Bu nedenle, inanmayan birini (Kâfir), Allah Teâlâ ve Onun cehennemi ile korkutmak veya korkutmamak, müsavidir. Bütün mesele, kalpte doğru bilginin belirmesidir. Ondan sonradır ki, baş gözü hakikati görür. Kalbi karanlıkta olanın baş gözü de kördür. Korkutmak, ancak Allah Teâlâ’ya inanan adama fayda verir.

Yorum bırakın