Home

DEIIK-~1

Kendilik bilincine sahip olmayan ölüdür!

 

كَيۡفَ تَكۡفُرُونَ بِٱللَّهِ وَڪُنتُمۡ أَمۡوَٲتً۬ا فَأَحۡيَـٰڪُمۡ‌ۖ ثُمَّ يُمِيتُكُمۡ ثُمَّ يُحۡيِيكُمۡ ثُمَّ إِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ

“Nasıl oluyor da Allah’ı inkâr ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi O diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra Ona döndürüleceksiniz.” (Bakara 28)

İçinde insanların yaşamadığı bir ev, bir şehir, ölüdür. Dünya, cennet, cehennem insansız boş bir ev, boş bir şehir hükmündedir; ölüdür. Önceki metinlerde de ifade ettiğimiz gibi, Allah Teâlâ, insanı, merkezi bir varlık olarak, dünyanın ve ahiretin anlamı olarak yarattı. İnsan, diri olanla diri olunca Allah Teâlâ da her iki âlemde aşikâr oldu. Allah Teâlâ, insanı kendine temsilci seçti (Halife). Bu görevine uygun isim ve sıfatlarla ilgili bir donanım yükledi (Ruh). Allah, her iki yaşam bölgesini insan için hazırladı, insana her iki âlemin ev sahibi sıfatını layık gördü. Allah Teâlâ, dünya ve ahiret hayatını insana endeksli bir hayat kıldı; dünya ve ahirete insansız bir ‘hayat’ vermedi. Her iki âlemin varlıkları; melekler, şeytanlar, cinler, hayvanlar, bitkiler, gök cisimleri anlamlarını ve değerlerini insanla olan ilişkilerinden aldı. Hepsi insanla hayat ve mana buldu.

Dünya ve ahiret insandan önce lâmbaları söndürülmüş bir ev gibiydi; insanın, fiilleriyle her iki âlemde gözükmesiyle birlikte, her iki âlemin ışıkları yandı, her iki âlem sâkit iken insanla birlikte canlandı, âdeta dirildi; her iki âlem insanla şenlendi.

Modern insan ise, kendi mahiyetini, Allah Teâlâ’nın kendisiyle olan ilişkisini, varlığın insanla olan ilişkisini, hatta bireysel varlığını, yeterince temellendiremez bir duruma düşürüldü. 21. yy bir fetret yüzyılıdır; insanın kendiyle ve varlıkla olan ilişkisi bu yüzyılda iyice azaldı. Biyolojik ölüm zaten kaçınılmazdır, fakat asıl ruhsal ölüm en kötü ölümdür ve bugün insanlık böylesi bir psikoloji ve sosyolojiyle hayatını yaşayıp ölmektedir (Hiçlik/Nihilizm). Ahiretteki ikinci diriliş, birinci ölüm üzerinden gerçekleşecek, kişi birinci kez hangi zihinle öldüyse, o zihin üzerine dirilecek ve sıfatlanacak. Bu nedenle dünya hayatı çok önemlidir.

Sonuç: Akıldan çıkarmamalıyız ki, kendini tanımamış ve Allah Teâlâ’yı da bilememiş, -Allah Teâlâ’yı bilmenin koşulu kişinin kendini bilmesidir-, varlığı, kendi varlığını değersizleştirmiş, her şeyi anlamsız görmüş ve öylece de yaşamış biri, biyolojik olarak canlı olsa da ruhen ölüdür. Gerçekte diri olmak, kişinin kendilik bilincine sahip olması ve Allah Teâlâ’yı bilmesi anlamı taşır, ölü durumda olmak da kişinin kendilik bilincinden yoksun olmasını ifade eder.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s