Rabbine davet et; çünkü sen doğru yoldasın
لِكُلِّ اُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنْسَكاً هُمْ نَاسِكُوهُ فَلَا يُنَازِعُنَّكَ فِي الْاَمْرِ وَادْعُ اِلٰى رَبِّكَۜ اِنَّكَ لَعَلٰى هُدًى مُسْتَق۪يمٍ
“Biz, her ümmete ibadet tarzı gösterdik. Öyleyse onlar (ehl-i kitap) bu işte seninle çekişmesin. Rabbine davet et; çünkü sen dosdoğru yoldasın.” (Hac – 67)
Surenin 68-69 ayetlerinde diğer inanç mensuplarıyla dinî tartışma yapılmaması şu şekilde sonuçlandırılmıştır: “Eğer seninle münakaşa ve mücadeleye girişirlerse: Allah yaptığınızı çok iyi bilmektedir, de.”; “Allah, kıyamet günü ihtilâf ettiğiniz konularda aranızda hüküm verecek.”
Ele aldığımız ayetteki “ved’u ilâ rabbike / Rabbine davet et” emri, Kuran’a davet et anlamındadır. Ayetin, “inneke le’alâ huden mustekîm / çünkü sen doğru yoldasın,” bölümü ise Peygamberimizin yürüdüğü doğru yolun Kuran yolu olduğunu bildirmektedir. Kuran’dan başkasına yapılan dinî davetler, Allah indinde geçersizdir.
Peygamberlere emredilen insanları Rabbe ve Ona kulluğa davettir. Kuran’dan öğreniyoruz ki, peygamberlere namaz ve oruç gibi ibadetler emredilmiştir. Dinin kültürle hemhal olması, peygamberlerin orijinal davetini bozmuştur. Hıristiyanların, Yahudilerin, Uzakdoğu inançlarının, put dinlerinin vb. kendilerine göre hayat anlayışları ve ibadet usulleri oluşmuştur. Kuran, bu hayat tarzlarına ve ibadetlere değinir ve geçersiz olarak tanımlar. Surenin yetmiş birinci ayeti bu konuyu şöyle vurgular: “Onlar, Allah’ı bırakıp, Allah’ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur.”
Sonuç: O halde muhataba Kuran ayetlerini okumak kâfidir, tartışmak ise gereksizdir. Çünkü imtihan sırrı gereği, farklı hayat tarzları ve bu bağlamda dinî ihtilaflar, kıyamete kadar sürecektir. Mahşer meydanında din mensupları hesap için yığıldıklarında, ihtilaflı konuların gerçeği Rabbimiz tarafından açıklanacaktır
M.Talât Uzunyaylalı