Vekilin var mı, varsa kim?
“Allah her şeyin yaratıcısıdır; O, her şeye vekildir.” (Zümer 62)
اَللّٰهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ وَك۪يلٌ
Ayetin sonunda yer alan ‘vekil’ Rabbimizin bir sıfatıdır. Vekilin anlamı; varlığa değil, varlığı yaratan ve her şeyi görüp bilen Allah Teâlâ’nın sözlerine (Kuran) ve evrendeki tasarrufuna güvenmek, O’na teslim olmak demektir.
Rabbimiz Kuran’da bildirmiştir: Her şeyin sahibi, koruyucusu, yöneticisi kendisidir. O, yarattıklarını korur, güvenilirdir, görür gözetir, yardım eder, hayat ve rızık verir. En’âm 102’de Hak teâlâ şöyle buyurur:
“…O her şeyin yaratıcısıdır; O’na ibadet edin, O her şeye vekildir.”
“…Allah’a güven, vekil olarak Allah yeter.” (Nisa 81)
“Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır; Allah vekil olarak yeter.” (Nisa 132)
“O, doğunun ve batının Rabbidir; O’ndan başka ilah yoktur. Öyleyse O’nu vekil tut.” (Müzemmil 9)
Yaratıcıyı kendisine vekil bilen kimse duygu düşünce tutum ve davranışlarında yüksek bir otokontrole ulaşmış olur. Kişi Rabbini yanında hazır ve nazır bilip ona göre söz söyleyip eylemede bulununca Rabbi kulunun vekili olarak onun işini gücünü başarıya ulaştırır.
İnsanlar olarak on binlerce icatta bulunduk her gün de yeni icatlar geliştiriyoruz. Uçağımız yahut otomobilimiz arızalanınca düzelmeleri konusunda uçağa yahut otomobile güvenmeyiz. Bu ulaşım aletlerimize ‘siz kendi kendinizi tamir edip düzgünce çalışınız!’ demeyiz. Böyle desek büyük ihtimalle iyice bunalmış yahut delirmiş oluruz! Doğru olan nedir? Arızalı vasıtaların tamirlerini yapmaları için ustalara götürmek onları bu işte kendimize vekil kılmaktır.
İşte bu örnekteki gibi tüm varlık Allah karşısında birer alet hükmündedir, onlar fıtrî yahut iradî olarak Yaratıcıya teslim olmuşlardır. Dengedeki hayatın sebebi bu fıtrî yahut iradî teslimiyettir.
Ne var ki Allah’ın vekilliğini kabul etmeyip sağlam bir ip olan Kuran’a sarılmayan insan öz iradesiyle çoğu kez yolunu şaşırmakta, Yaratıcı’yı değil de yarattığı şeyleri kendisine vekil kılmaya çalışmaktadır. Bunu her deneyen kişi sonunda tutunduğunun çürük bir ip olduğunu kopup kendisini çukura yuvarlayınca anlamakta ama iş işten geçmiş olmaktadır.
Eskiden Allah’ı ‘vekil’ bilmek bir bilinç göstergesiydi. İnsanlar hareket eden ve sürekli değişen hadiseler karşısında ellerinden geleni yapıp ‘Allah vekilim’ der, teslimiyet gösterir iç huzuru elde ederlerdi. Bu güzel tutumu bize tavsiye eden çeşitli ayetler Kuran’da yer almaktadır:
“…Allah bize yeter; O, ne güzel vekildir.” (Âl-i İmran 173)
“Eğer mümin iseniz sadece Allah’a güvenin.” (Mâide 23)
“…kim Allah’a güvenirse, o, ona yeter.” (Talâk 3)
Sonuç: Tabiat canlıları yaratmadı; tabiat da canlılar da Allah tarafından yaratıldı. Hâlik’ımız (yaratan) kimse vekilimiz O’dur. İnsan ruhunun ve insan vücudunun sağlığı kişinin öncelikle sahibini tanıması ve Allah’ı bilinçli bir şekilde kendisine vekil kılmasına bağlıdır. Beslenmeden uyumaya kadar, el-Vekil olan Rab, Kuran’da ne emretmişse o emirlere göre hayatını yaşayanlar her iki dünyada selamette olacaklardır.
M. Talât Uzunyaylalı