Home

Sinav

Öznel amel kayıtları tek önemli evraktır!

وَلاَ تَطْرُدِ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُم بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ مَا عَلَيْكَ مِنْ حِسَابِهِم مِّن شَيْءٍ وَمَا مِنْ حِسَابِكَ عَلَيْهِم مِّن شَيْءٍ فَتَطْرُدَهُمْ فَتَكُونَ مِنَ الظَّالِمِينَ

“Sabah, akşam, razılığını dileyerek Rablerine dua edenleri kovma; ne onlardan, herhangi bir hususta sen sorumlusun, ne de senin amelinden onlara bir şey sorulur, onun için onları kovup da haksızlık edenlerden olma.” (En’âm 52)

İslâm’da âmel ve dua şahsîdir; sosyal yapı içerisinde farklı özellikleriyle yer alan insanların yapıp etmeleri, öznel amel kayıtlarını meydana getirir. İnsanların öznel amel kayıtları tek önemli evraklarıdır. Allah’ın huzuruna çıkarıldıklarında yanlarında bulunacak yegâne meta işte bu sınav kayıtları olacaktır. İsrâ on dördüncü âyette bu husus şu şekilde açıklanmaktadır: “Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” denilecektir. Peygamberlerin görevi, kitlelere, kendilerine vahiyle bildirilen dini tebliğ etmek ve inananların kabul edilebilir ameller yaparak, bu dünyadan ayrılmalarını sağlamaktır. En’âm suresinin kırk sekizinci âyetinde “Biz, peygamberleri müjde verici ve uyarıcı olarak göndeririz. O halde kim iman eder ve amelini düzeltirse, onlara hiçbir korku yoktur; onlar üzülmeyeceklerdir” müjdesi verilmektedir.

Kişi; pek çok şirketi, fabrikası olan bir iş adamı, dünyanın tanıdığı bir sanatçı, çığır açmış bir bilim adamı, ünlü bir siyasetçi, kitapları çeşitli dillere çevrilmiş bir yazar yahut kimsenin tanımadığı garip bir vatandaş, köyde yaşayan bir çiftçi, şu bu dairede çalışan bir işçi, bir memur; şu fabrikada, şu atölyede, şu inşaatta çalışan bir amele, bir usta vs. olabilir. Kimsenin ekonomik yahut sosyal statüsü Allah katında bir üstünlük nedeni değildir. Ünlü kimseler, Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirmiyorlarsa, onlara korku vardır; fakat amelini düzeltmiş garibanın Allah indinde kıymeti pek çoktur; onlar için korku yoktur, onlar, Ahirette kendilerini üzen bir muamele görmeyeceklerdir.

Sonuç: Allah, bütün varlığın yaratıcısıdır. İradî bir varlık olarak yarattığı insana Allah hürriyet vermiştir. Hürriyetini nasıl kullanması gerektiği konusunda peygamberler ve kitap gönderilerek insan eğitilmiştir. Bu dünya bir okuldur; bu okulda insanlar Âhiret hayatı için eğitilmektedirler. Peygamberler, dünya okulunun başöğretmenleridir; peygamberler, din olarak Allah’ın öğrettiğini insanlığa öğretirler. Öğretmenler, kendi amellerinden, öğrenciler de kendi amellerinden sorumludurlar. Camide nasıl zengin-fakir, cahil-bilgili, omuz omuza duruyorsa, sınav salonu olan dünya okulunda da herkes şahsî sınavından, kendi kâğıdından sorumludur. Ne peygamberler ne de ümmetleri, kimse kimsenin şerrini-hayrını yüklenmez.

M. Talat Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s