Home

kardelen_18

Ölülerin dirileceği bir bahar gelecek!..

Sevin ve kork!..

 

وَإِن تَعْجَبْ فَعَجَبٌ قَوْلُهُمْ أَئِذَا كُنَّا تُرَابًا أَئِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمْ وَأُوْلَئِكَ الأَغْلاَلُ فِي أَعْنَاقِهِمْ وَأُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدونَ

 

“Resulüm! Kâfirlerin seni yalanlamalarına şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların: Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi yaratılacağız? demeleridir. İşte onlar, Rablerini inkâr edenlerdir; işte onlar (kıyamet gününde) boyunlarında tasmalar bulunanlardır. Ve onlar ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacaklardır!” (Ra’d 5)

 

Toprak yerkürenin üzerindeki sırlı nimetlerin başında gelir. Canlı hayat onun üzerinde başlayıp sone remektedir.  Toprak adeta hayatın ana rahmi gibidir; insan, hayvan ve bitki, her canlının fizik varlığının aslı topraktır. Toprağın yüzeyi ve alt tabakaları insan, hayvan ve bitkilerden oluşan çürümüş organik yapılardan oluşmaktadır.

Yaşadıkları dünyayı yegâne gerçeklik sayan ahmaklar, insanın ölüp toprağa karıştıktan sonra, yeniden dirilecek olmasını bir türlü anlayamamışlardır. Tarih boyuncu inançsız kimseler ve şüpheciler, daima bu noktayı ileri sürmüş ve insanın yeniden diriltilecek olmasına karşı çıkmışlardır.

İnkârcıların ve şüphecilerin bu konudaki görüşlerini haber veren bazı Kuran âyetleri şöyledir: “Dediler ki: Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?”; “Size, öldüğünüz, toprak ve kemik yığını haline geldiğiniz halde, size tekrar (topraktan) çıkarılacağınızı mı vadediyor?”; “İnkârcılar dediler ki: Sahi, biz ve atalarımız, toprak olduktan sonra, gerçekten (diriltilip) çıkarılacak mıyız?”; “Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın? Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?”; “Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, diriltileceğiz?”; “Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür.”; “Ve diyorlardı ki: Biz öldükten, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?”

Ayetlerden anlaşılmaktadır ki, yeniden dirilmeye inanmayanların sorunu, ölüp toprak olmuş insanların tekrar topraktan çıkarılmaları değildir, sorun bu insanların Allah’a inanmamalarıdır. Bakışları toprakta kalmış ve toprağı bir yaratanın olduğunu görememiş kişiler, gördükleri toprağa inanmış görmedikleri Rableriniyse inkâr etmişlerdir. İnançları olsaydı  toprak üzerinde insan, hayvan ve bitkiler için bir hayat yaratanın toprak olmadığını, Halik-i âlem olan Allah olduğunu bileceklerdi. Her şeyi yoktan var eden Allahü Teâlâ için yeni âlemler ve yeni varlıklar yaratmakta bir güçlük olamayacağını kabul edeceklerdi.

Onlar nasipsiz kimselerdir. İnananlar  ise, bilmektedirler ki, yaratan ve öldüren Allah’tır.  Rabbimiz öyle bir Yaratıcıdır ki, sudan ve çamurdan, eşsiz bir hayat yaratmışır. Bir avuç toprağı elinde tutan kişi bütün bir hayatı elinde tuttuğunun şuurunda olmalıdır. İnsanın fizik varlığından geriye kalan bir avuç topraktır; fakat insan toprak değildir, o yüksek bir manadır; ruh sahibidir ve ruhu bakidir. Dünya ve ahret, insanın aslî hüviyeti için halk edilmişlerdir. Kâfirlik ne kadar derin bir cehalettir ki, kâfir kişi kendisini sadece bir avuç toprak olarak görmektedir; bu bakışıyla hem kendi varlığını ve hem de bütün kâinatı anlamsız kıldığını anlayamamaktadır. Bu, güneşe bakıp güneşi inkâr etmek gibi derin bir körlüktür. Ne ar ki, Kuran’da ifade edildiği üzere, “Allah bu âlemleri boş yere yaratmamıştır.” Ahret hayatı başlayıp insanlar yeniden diriltilince, yeniden dirilmeye inanmayanların hallerini izah eden bir âyet şu şekildedir: “Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: Keşke toprak olsaydım! diyecektir.”

Dünya fanidir; insansa baki. Baki insan fani dünya için yaratılmadı. Dünyadan vefa, şifa, safa arayan aldanır. Dünyada bir mamur var mı ki, harap olmamış olsun! Bir gülyüzlü var mı ki, toprağın yâri olmamış olsun! Dünyanın mahiyetini bize açıklayan Kuran’dır. Dünya ahret hayatına hazırlanma yeridir.  Şu an yeryüzünde 7 milyarı aşkın insan yaşamaktadır. Yüz yıl sonra hepsi toprağın altındadır. Milyarlarca insan, peygamberler ve onların hasımları, herkes, toprağın koynunda yatmakta ve yeniden dirilecekleri günü beklemektedir. Dünyadaki mal mülk, makam mevki bekasızdır; her köleliğin ve her saltanatın sonu ise harap ve turap!

Bizler ise Müslümanlarız; toprakla işimiz yoktur bizim, bizim canımız vardır, bir de cananımız! Rabbimiz, bu dünyada bize toprak beden vermiştir, evet; Ahrette ise diler topraktan diler nurdan bedenler verir! Zarfımız her ne olsa değilmi ki Rabbimiz bize o bedeni layık görmüştür, başımızı secdeden kaldırmayız. Âlemleri yaratan beka sahibi Rabbimiz, bize bu dünya hayatından sonra ebedî bir hayat nimeti vermiştir, elhamdülillah.

Sonuç: Mümin bu fani dünyada baki hayata hazırlanan kimse demektir. Modern toplum insanı çoğunlukla gönülünü toprağa vermiştir; denizi gören ev, lüks apartmanlarda katlar, arabalar, yatlar, ticarethaneler, fabrikalar, daireler, makam ve mevkiler, bağ bahçe, çiçek böcek ve şaşalı bir hayat gözlerini kamaştırmış durumdadır. Kimin daha çok dünyası varsa o makbul kişi kabul edilmektedir! Bu çağda bakışını ve yüreğini topraktan kurtarıp toprağın sahibine çevirip ve Ona kulluk eden insanlara ne mutlu. İnsanlar, inansınlar inanmasınlar, ölülerin dirileceği kıyamet baharında dirilecekler. İşte o gün gelince yeni hayat için herkes İsrafil’in suruyla kardelenler gibi yeni bir bedenle topraktan bitecek ve her bedenin ruhu koşup bedenine girecektir. Artık yeni ve baki bir toprakta yeni ve baki bir hayat başlamıştır; bu fani dünya işte bu baki hayatın habercisi ve garantisidir.

M.Talât Uzunyaylalı

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s