414. FİKİR / Tâ-Hâ

Güzel amel sahiplerine korku yok!

وَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا يَخَافُ ظُلْماً وَلَا هَضْماً

“Kim mümin olduğu halde salih amellerden işlerse artık o ne zulme uğramaktan ve ne de sevabının eksilmesinden korkmaz.” (Tâ-Hâ – 112)

Ayette geçen ‘sâlihât’ ifadesi Allah’tan korkup emirlerine mutabık bir hayat yaşamak demektir. Dünya din için yaratıldı, insan da dünyada Allah’a kulluk yapmak üzere görevlendirildi. Mümin kimse yirmi dört saatini farkındalıkla (mantıki uyanıklık) yaşadığında salih amel yapmış olacaktır.

Ayette geçen ‘mümin’ ifadesiyse, kişinin Allah’ın emirlerine inanmasını ve Allah’a güvenmesini ifade eder. Ayetin ilk bölümünde yer alan ‘Vemen ya’mel mine-ssâlihâti…/ Kim salih amellerden işlerse…’ ifadesi gösteriyor ki, laf ile peynir gemisi yürütmek salih amel değildir. Salih amel, fiildir; bir eylemin sonucudur. Mesele namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek vb. farz ibadetler, içlerine riya bulaştırılmadan yapıldığında, salih amel değeri kazanacaktır. Bu bağlamda her türlü yardım faaliyeti, kişinin işi gücü, alımı satımı, eğitimi öğretimi yahut sanat faaliyeti, yaptığı seyahatleri, vb. eylemleri, Allah’ın rızasına matufsa, her bir işi sâlihât mertebesine çıkabilecektir.

Allah’ın emirlerine göre bir hayat yaşamış ve Allah’ın vaatlerine inanmış bir mümin kimsenin ne dünyada ne de ahrette korkmasını gerektirecek bir durum yoktur. O, ne günahlarından dolayı derin bir korkuya düşecek ne de sâlihâtının karşılığını alamayacağı kaygısına kapılacaktır. Amellerine karşılık Rabbi neyi vadetmişse lâyık olduğu nimetler ona eksiksiz verilecektir. Çünkü Allah adildir ve çok şefkatlidir.

Kuran’da, salih amel sahibi erkek ve kadınlara şu müjdeler verilmiştir: Bağışlanma, ebedilik, sevinç, korkusuzluk ve cennet. Kulluğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara da amellerinin karşılığı cehennem olarak verilecektir.

Sonuç: Demek ki, insanlara amellerinin karşılığı verilecek, ne haksızlığa uğratılacaklar ne de hak ettikleri şeyler ellerinden alınacak. Kuran, bu konuda şu uyarıları yapmaktadır: “Körle gören, inanıp iyi amellerde bulunanla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz!”; “Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir tutacağımızı mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!”; “Asra yemin ederim ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.”

M.Talât Uzunyaylalı