Evrendeki güçlerin sınırı…
مَا اتَّخَذَ اللّٰهُ مِنْ وَلَدٍ وَمَا كَانَ مَعَهُ مِنْ اِلٰهٍ اِذاً لَذَهَبَ كُلُّ اِلٰهٍ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍۜ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يَصِفُونَۙ
“Allah çocuk edinmemiştir; Onunla beraber tanrı yoktur; aksi olsaydı her tanrı kendi yarattığını götürürdü ve onlardan biri diğerine üstün gelmeye çalışırdı. Allah, onların nitelemelerinden uzaktır.” (Mü’minûn 92)
İnsan, melek, şeytan, cin, hayvan ve bitki gibi envaı çeşit maddî ve manevî varlığı Allahü Teâlâ yaratmıştır. Her varlığa belli bir güç ve irade verilmiştir; varlıklar bu güç ve irade ile etki alanlarında varoluşlarını gerçekleştirir. Hiçbir varlık diğerinin etki alanını yok edemez; güneş gezegenleri cehennemine yakacak yapamadığı gibi dünya da güneşe yakacak olacak şekilde yörüngesini değiştiremez.
Varlık içinde iradesi ve gücü en üstün olanı insandır; fakat onun de etki alanı sınırlıdır; insan, ölümlüdür! O halde varlıklarda ilahlık vasfı yoktur. Faraza, Mekkelilerin Lât, Menât, Uzzâ gibi tanrıları yahut Hz. İsa (as) gibi peygamberler, tanrı olsaydı bugün aramızda olurlardı. Tanrılar, her şeyi yapmaya güçleri yeteceğinden, güçleri yetmeyenler onların otoritesi altında bölünmüş olurdu. Mesela göklere sahip olan tanrı, güneşten istifade etmek isteyen dünyalıları ya, ‘güneş vergisine’ bağlardı yahut güneşi dünyaya yaklaştırır da hayatı narıyla dağlardı.
Hayır! Hiçbir senaryo geçerli değildir; çünkü yaratılanlar Yaratan’a tabidir; varlığın İlah’ı tektir; O da Allah (cc)’tır. İnsan, yüz binlerce icat sahibidir; uçaktan uyduya, hızlı trenden otomobile, çoraptan gömleğe, iğneden ipliğe kadar… İnsanın icat ettiği şeylere kazandırdığı özellikler ne olursa olsun, insanın karşısında hepsi de bir hiçtir; insanı anlamaları, insanın seviyesine erişmeleri asla mümkün olmaz. Bunun gibi, özellik ve eylem kapasitesine sahip varlıklar, sadece Allah’ın birer mahlûkudur, başka bir şey değildir. Mahlûklar, ta ezelden Halikına kayıtsız şartsız tabidir. Ne şeytan, ne melek, ne cin, ne insan, kimse etki alanı dışında bir güç bir otorite ortaya koyamaz.
Sonuç: Varlığın içinde en kadir olanı insandır; fakat en zavallısı da yine insandır! O, ne yaşlanmasını durdurabilir, ne hastalıklarını yok edebilir ne de ölümünü öldürebilir! Mahlûk, Halikın kudret elini asla tutamaz; mahlûkta bir iktidar olsaydı kendisinde tasarruf eden güce karşı koyardı! (İlah; tasarruf edendir, tasarruf edilen değil!)… Ne Buddha ne Konfüçyüs ne İsa, ilah olabilir! Bugün, milletlerin hâlâ farklı tanrı tasavvurlarına sahip olması, Uzakdoğu’da putlara ve nesnelere tapılmaya devam edilmesi derin bir çelişkidir; eğer bu tapılan şeyler gerçekten birer ilah olsa idi onların her biri dünyaya ve insanlara hâkim olmak için birbiriyle mücadele ederdi. Allah’tan başka ilah yoktur; Onun dengi, eşiti olamaz. Allah’ın indirdiği son din İslam, Allah’ın son peygamberi Hz. Muhammed (sav), son ilahî kitabı da Kuran’dır.
M. Talât Uzunyaylalı