Allah ve Resulünü seç, kurtul!
قُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ وَسَلَامٌ عَلٰى عِبَادِهِ الَّذ۪ينَ اصْطَفٰىۜ آٰللّٰهُ خَيْرٌ اَمَّا يُشْرِكُونَۜ
“De ki: Hamd Allah’a ve esenlik, seçtiği kullarına; Allah mı daha hayırlıdır, ona şirk koştukları şeyler mi?” (Neml 59)
Rabbimiz insanlara kurtuluşları için bir din seçmiştir; İslam. Allah dünyada Hak Din (İslam) için kimi seçmişse o ahrette de seçkin kimsedir.
Rabbimiz kulları arasından seçimler yapar. Mesela peygamberler Allah tarafından Hak Dini tebliğ için seçilmiş kimselerdir.
Talut örneğinde olduğu gibi, Allah kimi seçmişse o diğerlerinden üstündür. Seçilmiş kimseler bilgi, hatta vücut bakımından üstünlüklere sahiptir. Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah’ın rahmeti boldur, her şeyi bilir.
Rabbimiz Âdem’i ve Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmrân ailesini de seçti ve bütün insanlığın üzerinde bir konuma çıkarttı.
Rabbimizin seçtiği kadınlar da vardır. Örneğin Hz. Meryem. Melekler, bu müjdeyi vermek için ona gittiler ve şöyle dediler: “Ya Meryem! Allah gerçekten de seni seçti, arıttı ve âlemlerdeki kadınlara üstün kıldı.”
Rabbimiz, Hz. Musa’yı da seçmiştir. Onunla konuşmuş, ona kitap vermiş ve onu halkına önder yapmıştır. Son Peygamber olarak Hz. Muhammed’i seçmiş, ona ‘Habibim/sevdiğim’ demiş ve onu kıyamete kadar insanlık için önder kılmıştır.
Rabbimiz seçer ve yetkilendirir. Meleklerden elçiler seçtiği gibi insanlardan da elçiler seçmiştir. Cebrail, İsrafil, Mikail, Azrail seçilmiş kimselerdir; bütün peygamberler de seçilmiştir.
Varlık Rabbimizin bir seçimidir; insan, cin, melek.. canlılar, cansızlar, atomik yapılar, O’nun birer seçimidir. Her türlü sireti-sureti, mekânı ve süreyi o seçmiştir… Allah çocuk edinmek isteseydi, yarattıkları içinden beğendiğini elbette seçerdi. Fakat O’nun eş ve çocukla ilgisi olmaz. O, tek olan Allah’tır; ihtiyaçtan münezzehtir, karşı konulmaz bir güce sahiptir.
Seçme özgürlüğümüz vardır; kim akleder de Allah’ı ve Resulünü seçerse o kurtuluşa ermiştir. Özleri temiz, ihlaslı kullar dünyayı değil, Hak Dini ve ahreti önceleyen kimselerdir; bunlar bilmelidir ki doğru seçim yapmış ve seçilmiş kimse hüviyeti kazanmışlardır.
Rabbimizin seçimi olan Hz. Muhammed (sav) ve Kuran tüm insanlığa gönderildi. Kim, Allah Teâlâ’yı ve Hz. Muhammed’i tasdik eder ve Kuran’la amel ederse o kimse artık seçilmiş ve Kuran’a varis olmuştur. Ne var ki Müslüman oldukları halde Kuran’a uymayıp nefislerine zulmü seçmiş kimseler de pek çoktur. Bunların arasında kalben ve zihnen münafık ve kâfir konumunda olanlar da vardır. Bunlar, Kuran’a varis olamaz; diğerleriyse günahkârdır, tövbe edip salih amel işlediklerinde Rabbimizin müjdesi gereği kurtuluşa erer ve cennete giderler.
Sonuç: Her insan kendi hayatına bakıp seçilmiş biri olup olmadığını anlayabilir ve anlamaya da çalışmalıdır. Kişinin seçilmiş bir olduğunun en büyük kanıtı salim bir kalple Kuran’a ve Sünnete sıkı sıkıya bağlı bir hayatı son nefesine kadar yaşayabilmesidir.
M.Talât Uzunyaylalı
KURAN UFKU 