Home

IMG_0946

Doğru iman, doğru amel ve doğru ahret inancı

 تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْحَك۪يمِۙ

“İşte bu ayetler, hikmet dolu Kitap’ın ayetleridir.” (Lokman 2)

Ayette geçen ‘hakîm’ ifadesi iş ve emirleri mutlak doğruluk içeren demektir. El-Hakîm aynı zamanda Allahü Teâlâ’nın Esma-i hünsasından; ilim, hikmet ve kudretle, amaçlı bir şekilde varlığı yaratan, yaşatan, insanlar ve diğer varlıklar arasında adaletle hükmeden anlamına sahiptir. Ayetteki, ‘kitâbi-l hakîm/ hikmet dolu kitap’ ifadesi  Kuran’ın aynı anlamlara sahip isim ve sıfatıdır. Kuran ayetleri müminlere güneş gibi yol gösteren hikmetlerle doludur.

Surenin 3-5 ayetinde, ‘kitâbi-l hakîm/ hikmet dolu kitab’ ayetlerinin, müminleri iman, amel ve bunların bir sonucu olarak, cennet yoluna ulaştıran bir rehber olduğunu görüyoruz: “(Kuran) Güzel davrananlar için bir hidayet rehberi ve rahmet olmak üzere indirildi. Onlar namaz kılar, zekât verir, ahirete iman ederler. İşte onlar, Rableri tarafından gösterilen doğru yoldadır; onlar kurtuluşa ermişlerdir.”

Kuran indirilmesinin temel amacı ‘iyi işin ve doğru yolun ne olduğunu bilemeyen’ insanlığa, doğru iman, doğru amel ve doğru ahret inancı etrafında iyinin ne olduğunu öğretmek ve ancak bu yolda yaşayıp ölerek ahrete ulaşmalarını sağlamaktır. Kuran’ın namaz kılın, zekât verin emirleri, doğru kulluğun temeli olduğu gibi, diğer ayetlerde yer alan emir ve yasaklar da doğru ve güzel yaşantının çerçevesini çizmektedir. Bu kabiliyetteki kişilerin ödülü, surenin 8’nci ve9’ncu ayetlerinde şöyle müjdelenmiştir: “Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, içinde devamlı kalacakları ve nimetleri bol cennetler vardır. Bu, Allah’ın verdiği gerçek sözdür. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.”

Surenin 6-7 ayetlerinde doğru iman, doğru amel ve doğru ahret inancı etrafında yaşamayı reddedenlerin psikolojisiyse şöyle açıklanmıştır: “Öyle insanlar var ki, delile dayanmaksızın, halkı Allah yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için asılsız sözler ve hikâyelerle meşgul olurlar. İşte onları zelil ve perişan eden bir azap vardır.”

Sonuç: Hak Dinin kaynağı Kuran’ı eleştirmenin hatta alaya almanın temeli cehalettir. Kuran’ı bir kez olsun anlayarak okuyan ve araştıran herkes onun ilahi değerini takdir etmiş ve saygı duymuştur. Şahsi tecrübelerini ve kültürlerini önemseyenler, böyle yapmakla, gerçekle aralarına bir perde çekmiş olmaktadır. Bu bağlamda, bu kesimlerin düşünce ve davranışlarını dayandırdıkları bilimsel bilgi, felsefe, geleneksel kültür ve inanç, Kuran bilgisi karşısında, sadece bir zandan ibarettir. İnsanlığın tarihsel ‘kültü’ doğru iman, doğru amel ve doğru ahret inancı konusunda ileri düzeyde bir cehaleti ifade eder. Oluşmuş kültürün, aklın ve hislerin bir sonucu olan şahsi görüş, hiçbir zaman hidayetin kaynağı olamamıştır ve olamayacaktır. Hidayetin tek kaynağı vardır; Allah ve Onun Yüce Kitabı Kuran-ı Kerim. ‘Muhsin/iyi insan’ sıfatı da ancak Kuran’ın tebliğcisi, yorumcusu ve uygulayıcısı, evrensel son Peygamber, Hz. Muhammed (sav)’ın yolundan giden mümin kimselerin sıfattır. Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından kaçınan ve böylece hidayet üzere olan ve rahmete erişen insanlar bu Muhsin kimselerdir.  

M.Talât Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s