521. FİKİR / Lokman

‘Anlama şeklimizi’ Kuran’a göre değiştirmeliyiz

خَلَقَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا وَاَلْقٰى فِي الْاَرْضِ رَوَاسِيَ اَنْ تَم۪يدَ بِكُمْ وَبَثَّ ف۪يهَا مِنْ كُلِّ دَٓابَّةٍۜ وَاَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَر۪يمٍ

 “O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip orada faydalı ve güzel bitkilerden çift çift bitirdik.” (Lokman 10)

Bu ayette sıralanan yaratılış harikaları Rabbimizin varlığına ve yüce sıfatlarına açık birer delildir. Göklerin direksiz yaratılmasıyla ilgili hikmetler ve yasalar, yeryüzüyle ilgili hikmetler ve yasalar, hayvan ve bitki türleriyle ilgili hikmetler ve yasalar insan aklına, düşünülmek üzere sunulmaktadır. Gökler, yeryüzü ve bunlardaki canlı türler (insan, melek, cin, hayvan, bitki vb.) yüksek bir ilimi, kudreti ve hikmeti göstermektedir? Bu, insan aklının kavraması imkânsız düzeni kuran ve ayakta tutan Allah teâlâdır.

Biz, ayetin, ““O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı…” bölümüyle ilgili bir iki hususa dikkat çekmeye çalışacağız: Biz insanlar doğuştan soru sorma içgüdüsüne sahibiz; Rabbimiz uzayı da merak etmemizi istiyor? Kuran’da çok sayıda ayette bu içgüdümüzü harekete geçirmeye çalışan ayetler var: ‘Bakmaz mısınız? Görmez misiniz? Düşünmez misiniz? Akletmez misiniz?’ vb.

Bilim adamlarının söylediklerine göre; samanyolu galaksisinde iki yüz milyar yıldız ve bir o kadar da galaksi bulunmaktadır. Her bir galaksi milyarlarca yıldızla doludur. Yıldızların ve gezegenlerin arasında, dünya ile güneşin arasındaki mesafenin ayarlanmış olması gibi, ayarlanmış, idrak edilemez mesafeler ve enerji yapıları söz konusudur.

Dünyanın uzaydaki konumu ise sonsuz bir samanlıktaki bir iğne ucu bile değildir; biz insanlar ise, dünyanın üzerinde fizik varlıklarımızla birer toz zerreciğiyiz; fakat aklımızla, gönlümüzle, ruhumuzla everen kadarız! Ve biz, bu sonsuz âlemde yalnız değiliz; her şeyden önce Rabbimiz ve melekleri bizimle birliktedir.

Rabbimiz, evrende, insan türüne benzer varlıklar yarattı mı, dünyamızdaki gibi, milletler ve onların kurduğu medeniyetler var mı? Bilmiyoruz. Fakat evrenin bilinçli yaşam forumları olan meleklerle dolu olduğunu, hatta cin diye isimlendirilen bilinçli bazı varlık türlerinin uzayda hareket edebildiğini de yine Kuran’dan biliyoruz. İşin bir güzel yanı, biz o varlıklarla beraberiz, onlar da bizimle beraberler. Mesela muhteşem manevi varlık Cibril (as), defalarca göklerden inip peygamberler ve son olarak da Hazreti Muhammed (sav) ile çok sayıda buluştu.

Sonuç: Sebep sonuç ilişkisi Rabbimiz olmadan yok olur ve insan, varoluşu asla izah edemez. Kuran’ın ifadesiyle varlıktan önce Allah Teâlâ vardı ve O, ‘ol!’ emrini verince varlık olmaya başladı ve varoluş devam etmektedir. Rabbimiz, evreni mükemmel bir şekilde yarattı, uzayı ve zamanı oluşturdu. Biz insanlar da, şu an, dünya gemisinde yıldızlararası uzay okyanuslarında yüzüyoruz; hiçliğin kucağında ve rastgele bir güneşin etrafında bir rota tutturmuş değiliz. Dünya yaşamı dünya dışı yaşamla kolun vücuda bağlı olması gibi bağlıdır. Hayatımızın evi dünya, uzayda öylesine oluşmadı ve biz bu dünyaya bir yerlerden gelmedik, burada yaratıldık. Kendimizin ne olduğunu ise Kuran bize tanıtmıştır; sahibimiz vardır: Allah. Bu meseleleri sadece bilimsel bilgi denilen bilgi türüyle anlamak da imkânsızdır. Anlama şeklimizi Kuran’a göre değiştirmek gerekir ki, doğru sorular, doğru cevaplarla buluşsun, insan ve evren bir meçhul olmaktan çıksın ve evrenin sahibi bilinsin.

M.Talât Uzunyaylalı