Home

yeryüzü

Göklerin ve yerin egemenliği…

اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُولِجُ الَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي الَّيْلِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۘ كُلٌّ يَجْر۪ٓي اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى وَاَنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ

“Bilmez misin ki Allah, geceyi gündüze ve gündüzü geceye katmaktadır. Güneşi ve ayı buyruğu altına almıştır. Bunların her biri belli bir vadeye kadar hareketine devam eder. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Lokman 29)

Sonsuz göklerdeki sonsuz galaksiler ve onlardaki yıldızlar, her birinin tabi olduğu zaman-mekân onları ve onlardaki manevi varlıkları yaratanın kontrolü altındadır.

Hiçbir yıldız kendi kendine bir galaksi seçmiş ve orada bir yer tutup var olmuş, kendisine rastgele bir rota çizip hareket ediyor değildir.

Dünya, ay, güneş, bulunduğumuz samanyolundaki diğer gezegenler ve her bir yıldızın uzaydaki varlığı ve konumu yaratılmıştır.

Dünya üzerinde de her bir varlığın ortaya çıktığı zaman-mekânda aynı şekildedir.

Allah, dünyayı kendi etrafında döndürerek, gece-gündüzü ortaya çıkarmakta, dönüş rotasını, 24 saatlik dönüş zamanını kendisi takdir etmiştir.

Bilindiği üzere, dünyanın 24 saatlik turunu tamamlarken, güneşe bakan yüzü aydınlık, arkası ise karanlıktır. Biz bu durumu gece-gündüz olarak algılamaktayız.

Güneşin dünya ile olan çok yönlü ilişkisi, gezegenlerin güneşle olan benzer ilişkileri, hep yüksek bir ilim, kudret ve hikmet manzumesidir.

Gökler ve yeryüzü Allah’ın yarattığı bütüncül bir sistemdir, sistemin yaratıcısı, koruyucusu, Allah’tır.

Kuran ayetlerinden öğreniyoruz ki, cisimler sonsuz semada, Rabbimizin tayin ettiği bir rotaya doğru, gemilerin denizlerde yüzüp gitmeleri gibi, bu gök gemileri de, uzayda yüzmektedirler; vardıkları yer, onların ecelleridir.

Ayetteki ‘yecrî’ fiilinin sözlük anlamı yüzmek ve akmaktır. Bu durum bize, algımızın tersine, sonsuz uzayların boş olmadığını, gök cisimlerinin, bizim göremediğimiz, esir maddesi denilen, deniz benzeri bir yapının içinde yüzdüklerini de göstermektir.

Kuran’da gökler ve yer hakkındaki kimi ayetlerden şu bilgileri öğreniyoruz:

Allah, gökleri direksiz bir yapı olarak yarattı. Tüm varlık gibi, güneş ve ay emrine boyun eğmiştir. Bunların her biri muayyen bir vakte kadar uzayda (ecel) akıp gider. (13/2), (14/32)

Gök cisimlerinin, özellikle, güneş sistemindeki gezegenlerin hareketleri hayatın devamını sağlayan bir özelliğe sahiptir; güneşe ve aya, geceye ve gündüze, insanın ve canlı hayatın faydasına göre iş gördürülmektedir. (14/33), (16/12)

Kâinatta kendiliğinden bir hareket yoktur. Göklerdeki yıldızlar, dünyadaki canlılar, her biri Allah’ın emri ile belirlenmiş amaçlara göre hareket etmektedirler. (29/61)

“O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katından (bir lütfu olmak üzere) size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (45/13)

Göklerde ve yerde egemen olan ilahi düzendir. Göklerde ve yerde, her varlık ilahi düzenin mükemmel bir parçasıdır ve öteki varlıklarla uyumlu bir harekete sahiptir. Bu hayret verici düzen gösteriyor ki, göklerde ve yerde egemenlik kayıtsız şartsız Allah’a aittir.

Sonuç: Göklerde ve yerde hayat, hayat sahibi Allah’tan gelmektedir. Her yaratılanın bir amacı olduğu gibi, insanın yaratılmasının da bir amacı vardır. İnsandan beklenen Allah’ı bilip emrettiği şekilde Ona kulluk etmesidir.
Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’adır.

M.Talât Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s