Home

 

images

Allah ve melekleri, Peygamber’e salevât getirirler!

اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰٓئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّۜ يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْل۪يما

“Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (Ahzâb 56)

Salevât sözcüğünün anlamı; anmaktır. Peygamber’imizin mübarek ismi geçince, bazılarını aşağıda göstereceğimiz, dualarla onu anmak, Allah’ın, ona rahmetiyle muamele etmesi ve onu selamette kılması için dua etmek, Müslümanların üzerine vacip bir görev kabul edilmiştir. Bazı salevât örnekleri şu şekildedir:

Aleyhisselâm: Allah’ın selamı, onun üzerine olsun.
Aleyhissalatu vesselam: Allah’ın salatu selamı onun üzerine olsun.
SallAllahu aleyhi ve sellem: Allahü Teâla, Ona salatu selam etsin.
Allahumme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed: Allah’ım! Peygamberimiz Hz. Muhammed’e ve ailesine rahmet eyle.
Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim: Ey Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e, ailesine ve sahabelerine selamet ver.

Sadece Türkçe anlamlarını aldığımız bazı salevât örnekleri de şu şekildedir:

Ey Allah’ım! Hz. Muhammed’e salatu selam et ve onu kıyamet gününde sana yakın bir yere (makam-ı Mahmut’a) indir.
Ey Allah’ım! Kalplerin doktoru ve devası, vücutların şifası, gözlerin nuru ve ziyası olan Muhammed’e, aline ve ashabına salatu selam eyle.
Ey Allah’ım! Efendimiz Hz. Muhammed’e ve efendimiz Hz. Muhammedîn aline nihayetsiz olan ilminin adedince salatu selam ve bereket ihsan eyle.
Allah’ım; Efendimiz Muhammed’e salat ve selam eyle. O’nun ve ehl-i beytinin ruhuna bizden saygı ve selam ulaştır.
Allah’ım! Hz. Muhammed’e, Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. İsa ve bunların arasında gelip geçmiş peygamberlere rahmet ihsan eyle.
Allah’ım! Kulun ve Resulün Hz. Muhammed’e rahmet et. Mümin olan erkek ve kadınlara, Müslüman olan erkek ve kadınlara da merhamet eyle.

Bir hadisinde Peygamber’imiz şöyle buyurdu: “Yanında benden bahsedildiği zaman salavat getirmeyen kimse cehenneme girer ve Allah onu rahmetinden uzaklaştırır.”

Değerlendirmeye çalıştığımız ayetle ilgili olarak da, bir soru üzerine, Efendimiz şu açıklamayı yaptı: “Allah yanıma iki melek görevlendirdi; ne zaman bir Müslümanın yanında benden bahsedilse ve o da bana salavat getirse, bu iki melek, ‘Allah seni bağışlasın’ diye onun için dua eder; Allah ve melekleri de o iki meleğin duasına ‘âmin!’ der. Eğer benim adım birinin yanında anılır da bana salavat getirmezse, o iki melek, ‘Allah seni bağışlamasın’ der; Allah ve melekleri de o iki meleğe ‘âmin’ diyerek iştirak eder.”

Sonuç: Peygamberimizin ismini yücelten Allah’tır. Kâfirler, münafıklar ve müşrikler, Hz. Peygamber’in görevinin başarısızlığa uğraması için ona ne kadar iftira attılar ve gözden düşürmeye çalıştılar, bugün de aynı saldırılar devam ediyor! Fakat güneşi Allah yaktı, onu kim söndürebilir! Resulü seçen ve ismini yücelten Allah. İnsanlık Muhammed (sav) vasıtasıyla doğru yola ulaştı. Onun gerçek değerini ve başarısını Rabbimiz ve melekleri takdir etti. Salat getirerek Müslümanlar da bu takdire iştirak ederler. Efendimizin kutlu ismi her anıldığında ona mutlaka salavat getirmeliyiz. “Onlar için dua et; çünkü senin duan onlara huzur verir.” (Tevbe 103) ayetindeki emir doğrultusunda Resulullah da müminlere salât etti. Bu bağlamda Müminlerin birbirlerine dua etmesi de gerekiyor. (M.Talât Uzunyaylalı)

3 thoughts on “537. FİKİR / Ahzâb

  1. (Tevbe 9/103)
    خُذْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرُهُمْ وَتُزَكِّيهِمْ بِهَا وَصَلِّ عَلَيْهِمْ ۖ إِنَّ صَلَاتَكَ سَكَنٌ لَهُمْ ۗ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
    Mallarından sadaka al; böylece onları arındırmış ve geliştirmiş olursun. Onlara sürekli destek ol[*], senin desteğin onları rahatlatır. Her şeyi dinleyen ve bilen Allah’tır.

    [*] Âyetin bu bölümüne genellikle şöyle meal verilir: “onlara dua et; senin duan onlar için bir güvendir” Bu meal uygun değildir. Âyetin öncesinde ve sonrasında sözü edilen münafıklara dua edilemez.  “Ve salli aleyhim = وَصَلِّ عَلَيْهِمْ” ifadesine “onlara sürekli destek ol” anlamı vermemiz Arap dilinin gereğidir. Çünkü Arap dili bilginlerinden Zeccâc’a (öl. 311 h.) göre salat’ın (=الصَّلَاة) kök anlamı lüzum =اللزوم yani süreklilik ve devamlılıktır. Sözlükçüler kelimenin deve ve diğer hayvanların kuyruğunun iki tarafı ve insanın iki bacağının ilk eklemi anlamında olan الصَّلْوين = salveyn’den alındığını söylerler. Bunlar kuyruk sokumunu çevreleyen kısım gibidir. Zeccâc şöyle devam etmiştir: “Bana göre doğrusu birinci anlamdır. Çünkü salât = الصَّلَاة Allah’ın farz kıldığı şeyleri sürekli yapmaktan ibarettir. Namaz = الصَّلَاة Allah’ın sürekli kılınmasını emrettiği en büyük farzlardandır. Önündekini takip eden anlamındaki musalli = المصلِّي ‘nin salaveyn = الصلَوَيْن ‘den yani atın kuyruk sokumunu iki yanı anlamından alındığı açıktır. Bunda, arkadaki atın kafasının, öndekinin kuyruk sokumunu takip etmesi gibi bir anlam vardır. (Lisanu’l-Arab, صلا mad.) Bize göre her iki anlam da aynı şeyi ifade eder. Önde olanı takip, süreklilik ister. lüzum =اللزوم da süreklilik ve devamlılık anlamındadır.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s