Allah bize yakın biz Allah’a yakın mıyız?
قَالُوا سُبْحَانَكَ اَنْتَ وَلِيُّنَا مِنْ دُونِهِمْۚ بَلْ كَانُوا يَعْبُدُونَ الْجِنَّۚ اَكْثَرُهُمْ بِهِمْ مُؤْمِنُونَ
“(Melekler) Sen yücesin, bizim velimiz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı, diyecekler.” (Sebe 41)
İslam öncesi Arap toplumunda cinlere tapanlar ve onları melek sananların olduğu bilinmektedir. Bugün de yeryüzünde cinlilerden şeytan türü kimi varlıklara tapan insanlar söz konusudur. Kıyamette, diğer küfür grupları gibi bu inançtaki insanlar da bir araya toplanıp, kendilerine tapılan manevi varlıklara, Rabbimiz, ‘Bunlar size mi tapıyordu?’ diye soracak. (Sebe 40)
Ayetteki bu sahne, bir kınama, sitem ve aşağılama sahnesidir. Maide yüz on altıdaki “Ey Meryemoğlu İsa! Sen insanlara, ‘beni ve annemi Allah’tan başka iki tanrı edinin’ dedin mi?” ayeti de, bu şirk inancı mensuplarının yanlışını yüzlerine çarpacak benzer bir sahne olarak gerçekleşecektir.
Ayette geçen ‘bizim velimizsin’ sözcüğü üzerinde kısaca durmak istiyoruz. Kuran’da pek çok ayette geçen ‘veli’ kelimesi: seven, yardım eden, koruyup gözeten, bakan, birinin işini üzerine alan, idare eden, anlamındadır. Ayetlerden anlıyoruz ki Rabbimiz, sadece insanların değil, manevi yapıların ve daha genel bir ifade ile canlı cansız tüm varlıkların, velisidir. Nitekim Allah Teâlâ’nın bir ismi de ‘El Veliyy’dir. Bu seçkin yakınlığın farkında olmamız için Rabbimiz Kuran’da ikazlar yapmıştır:
-“Yoksa Allah’tan başka veliler mi edindiler? Veli yalnız Allah’tır…” (Şûarâ 9)
-“…O, velidir, hamiddir.” (Şûarâ 28)
-“Veli olarak Allah yeter, yardımcı olarak Allah yeter.” (Nisa 45)
Bize ‘şah damarımızdan yakın olan’ (Kaf 16) Rabbimize biz ne kadar yakınız? O bizim velimizken biz Onu vekil ve Mevla bilip söz ve eylemlerimizle bunu gösteriyor muyuz?
Sonuç: Modern toplum bireyleri yalnızlaştırılmışlardır. Modern, velisizdir. Oysa insan için en büyük moral ve motivasyon, Allah’ın kendisiyle beraber olduğunu bilmesidir. Bu inanç modern toplumun elinden alınmıştır. İnsan el-veliyy olan Rabbinden uzaklaştıkça yalnızlığı artmış, çeşitli bunalımlar baş göstermiş ve hezeyanlar artmıştır. Kuran’da zikredilen peygamberlerin hepsi Allah’ı veli kabul etmiş ve Ona yüzlerini dönmüşlerdir. Hazreti Musa’nın yönelmesi ve sığınması gibi, her insan, Rabbini veli bilip onun vekâleti altında yaşamalıdır ki, dünyada rahat yüzü görsün, ahirette ise kurtuluşa erip cennete giren bahtiyar kullar arasında yer alsın.
“Musa dedi: Şüphesiz Rabbim benimledir, bana yol gösterecektir.” (Şûarâ 62)
(M. Talât Uzunyaylalı)