Makam ve güzel bir gelecek
فَغَفَرْنَا لَهُ ذٰلِكَۜ وَاِنَّ لَهُ عِنْدَنَا لَزُلْفٰى وَحُسْنَ مَاٰبٍ
“Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır.” (Sâd 25)
Ayette geçen ‘zulfa’ kelimesi yakınlık; ‘husne’ kelimesi ise güzellik anlamındadır. Günahlarından utanç gelmiş ve artık pişman olarak Allah Teâlâ’ya yönelmiş her insan bağışlanmayı hak eder. Bağışlanmayla kişinin elde edeceği cehennem azabından kurtulmak olsa bu zaten başlı başına en büyük bir nimettir.
Fakat Rabbimiz, tövbekâr kulunu, kendini tercih edip kendisiyle arasını düzeltmek istediğinden, cennette özel bir şekilde ödüllendirecektir.
Bu ödüllendirme, Hakk’ın yakınlığını elde etmek ve içeriğini kimsenin bilemeyeceği güzel bir nimete erişmek olacaktır ki, en büyük bir devlete erişmektir.
Bu ayeti kerime nefsi bir konuda taraflı davranan ve derin bir pişmanlık duyan Hz. Davud (as) ile ilgili olarak inzal olmuştur.
Surenin devam eden ayetlerinde, şu evrensel mesajlar verilmiş ve bu mesajlara uygun davranan bireylerin ve hükümetlerin, Rabbin yakınlığını elde edecekleri müjdesi verilmiştir.
Hayatı henüz elinden alınmamış her şahıs bu müjdeye muhataptır ve ebedi nimetlere erme fırsatına sahiptir:
“Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah’ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır.
Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin ateşteki haline!
Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya (Allah’tan) korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız?
Sana bu mübarek Kitabı (Kuran), ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.” (Sad 26–29)
M.Talât Uzunyaylalı