Home

Üçüncü bir yol yok!

وَمَنْ اَحْسَنُ قَوْلاً مِمَّنْ دَعَٓا اِلَى اللّٰهِ وَعَمِلَ صَالِحاً وَقَالَ اِنَّن۪ي مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ

“Allah’a çağıran, iyi iş yapan ve ‘Ben Müslümanlardanım’ diyenden kimin sözü daha güzeldir?” (Fussilet 33)

İnsan, beş duyusunu ve hazlarını takibe alarak nefsini Allah’a çağırmalıdır; bu, imanın gereğidir. Beş vakit ezan nasıl müminleri Allah’ın huzuruna çağırıyorsa Müslüman kişi de, günde en az beş kez, haz araçlarına ve kalbine bakıp onları sırat-ı müstakime, Rabbin doğruluk yoluna davet etmelidir.

Kendine söz dinleten durmamalı ki, o bir çağırıcıdır! Eşini, oğlunu kızını, anne babasını, bacı kardeşini, kavim kardeşini, milletini ve milletleri Rabbine, yani Kuran’a ve Sünnete, çağırmalıdır.

Kimse mükemmel değildir; duyuların, Kuran ve Sünnete aykırı bir hazzına olsun, muhalefet üretebilen, yani nefsine söz dinleten, başkasını da Allah’a çağırmalıdır. Kendine bağırıp kendine işittirenin söz ve eylemi başkası için de bir etki alanı oluşturabilir.

Aksi takdirde insan susmalıdır! İkazını nefsine işittiremeyen başka nefise işittiremez.

Çağırmanın yöntemleri var; ayetlerde açıklandı: Çağırıcı ‘amel-i salihle’ çağıracaktır!

Neydi amel-i salih? Nefse ve insanlığa yararı olan işler. İmanlı insanın bilinçli eylemi, sözü.  Amel-i salih, ihlas ve iyi niyet içerir; hareket noktası Kuran ve Sünnettir.

Kuran’da, amel-i salih, 72 ayette tekrarlandı; önemini görelim diye.

Rabbimiz, Kuran’da, Beyyine 7’de, iman ederek salih amel işleyenleri yaratılanların en hayırlısı olarak andı.

Kuran’da, ifade buyurulan bir de ‘amel-i seyyie’, ‘amel-i sû’, ‘amel-i gayri salih’ kavramları var. Her biriye kastedilen, nefse ve muhataba yararı olmayan, kötü sonuçlar doğuran amel; Kuran ve Sünnete uygunluk taşımayan her türlü eylem ve söz.

O halde insan eylemleri gün boyu zorunlu olarak iki sonuç doğurur: Amel-i salih yahut amel-i gayri salih; seyyie, sû.

Fussilet suresinin 34, 36’ncı ayetleri bu bağlamda şu ikazları içerir:

“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü güzelce önle…”   

“Şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın. O, işiten, bilendir.”

Sonuç: İnsan gün boyu iyi iş de yapar kötü iş de, iyi söz de söyler kötü söz de. Mümin eylemlerini ve sözlerini değerlendirip hatalarını kalbi ve dili kabul ettiğinde, Allah da pişmanlık duyanın tövbesini kabul etmektedir; çünkü Allah çok esirgeyici, çok bağışlayıcıdır.

Sözler ve eylemler daima sonuç doğurur. Kuran’da uyarıldık: “Görenle görmeyen bir olmaz, iman edip dünya ve ahiret için yararlı iş yapan ile kötülük yapan bir değildir… Kim kötülük yaparsa cezasını görür; kendine Allah’tan başka dost ve yardımcı bulamaz.”

O halde Müslüman kişi daima söz ve eylemlerini gözden geçirmelidir: Nefsi, kişiyi, amel-i salih’e mi çağırıyor yoksa ‘amel-i seyyie’ye, ‘amel-i sû’ya, ‘amel-i gayri salih’emi?

Söz ve eylem muhasebesi yapmak zorunludur. Amel-i salih bilinçli bir eylemdir. Mümin kişi, söz ve eylemlerine dikkatlice bakıp iyiliğin mi kötülüğün mü öznesi olduğunu anlamalıdır. Bu sorgulama sık sık yapılırsa, kişi söz ve eylemlerini tartıp sevabını günahını anlayabilir, ona göre de, Kuran ve Sünnet reçetesiyle nefsini ıslah ve tedavi edebilir.

M. Talât Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s