Kolay hayat ve kolay ölüm!
اِنَّ الَّذ۪ينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَـتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلٰٓئِكَةُ اَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّت۪ي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ
“Rabbimiz Allah’tır deyip doğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara; korkmayın, üzülmeyin, size vadolunan cennetle sevinin! derler.” (Fussilet 30)
İslam dini; doğruluk üzere sabit ve bütün peygamberlerin üzerinde hareket ettiği ilahî yol; Kuran betimlemesiyle ‘sıratı müstakim, tarikı müstakim, sebilüllah’ yolu. Ayette geçen ‘istikâmet’, dinî terim olarak, Allah Teâlâ’nın kelamı Kuran’a tabi olup o yolda yürümek, emredileni yapmak, men edilenden kaçmak. İstikametlik / müstakimlik mümin insanın sıfatı.
Kuran ve Hazreti Muhammed (sav) yoluyla Hak Teâlâ, insanları kendine imana (hidayet) davet etti. Kuran’ın ve Peygamberin ‘hidayete gelin’ çağrısı kıyamete kadardır. Çağrıyı işiten ve hisseden kalp derhal Kuran’ın önderliğine girer ve Hazreti Muhammed (sav)’e mensup olur. O, artık, ayette açıklandığı üzere, meleklerin himayesindedir. Bu seviyede mümin kalbi kalbi selimdir; melekî ilham alır; kişinin duygu, düşünce, tutum ve davranışı Kuran ve Sünnete bağlı gerçekleşir. Kişi, ‘ameli salih’ işler; yaratıkların en hayırlısı o olur. Ayeti ve ilgili diğer bir ayeti tekrar okuyalım: “Rabbimiz Allah’tır deyip doğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara; korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! der.”; “Rabbimiz Allah’tır deyip doğru yaşayanlara korku yok, onlar üzülmeyecek.” (46/13)
Kim üzülecek, kalbinde iman aydınlığı oluşmamış yüreği şeytanî vesveselerin çorba kazanı kimse. Hayatı şikâyet, üzüntü, keder, dedikodu, endişe sarmalına hapsolmuş. Bu tipin hayatı gibi ölümü de zordur!
Rabbimiz, hidayetini kabul etmeyene kabul eden gibi ebedilik vadetti. Allah’ın vaadi önlenmez. Hidayeti kabul etmeyeni bekleyen ebedî hayat cehennem, hidayeti kabul edeni bekleyen ebedî hayat ise cennet. Cennetlikler, melekî; cehennemlikler şeytanî. Cennetlikler, yaşarken ve ölürken, melekler onları yalnız bırakmaz. Melekler, ayette vasıfları belirtilen müminlere, zikredilen müjdeleri ölümleri ve dirilmeleri sırasında verir.
Sonuç: “Size vadedilen doğrudur, ceza ve hesap günü mutlaka vuku bulacak.” (51/ 5-6)
“İşte bu, Allah’ın emrini gözeten için, vaat edilen. Rahman’a, görmediği halde saygı duyan ve yönelmiş bir kalple (kalbin munîb) gelene mahsus.” (50 / 32-33)
M. Talât Uzunyaylalı
KURAN UFKU 