Din, dinin kurallarına göre yaşamakla korunur
شَرَعَ لَكُمْ مِنَ الدّ۪ينِ مَا وَصّٰى بِه۪ نُوحاً وَالَّـذ۪ٓي اَوْحَيْنَٓا اِلَيْكَ وَمَا وَصَّيْنَا بِه۪ٓ اِبْرٰه۪يمَ وَمُوسٰى وَع۪يسٰٓى اَنْ اَق۪يمُوا الدّ۪ينَ وَلَا تَتَفَرَّقُوا ف۪يهِۜ كَبُرَ عَلَى الْمُشْرِك۪ينَ مَا تَدْعُوهُمْ اِلَيْهِۜ اَللّٰهُ يَجْتَب۪ٓي اِلَيْهِ مَنْ يَشَٓاءُ وَيَهْد۪ٓي اِلَيْهِ مَنْ يُن۪يبُ
“Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin, diye Nuh’a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi, Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendine (peygamber) seçer ve kendine yöneleni doğru yola iletir.” (Şûrâ -13)
Hz. Âdem’den Hz. Muhammed (sav)’e kadar, her peygamber, yegâne doğru yol olan Hak dinin temel esaslarını tebliğ etti: Allah bir; Onun melekleri var, O insanlara kitaplar ve peygamberler gönderdi, ahiret günü gerçek, evrenin ve içindekilerin varoluşu ilahî kadere göre, hayır ve şer Allah’ın yaratması, ölmek ve dirilmek temel yasa.
Vahiy yoluyla indirilen dinler aynı temel ilkelere sahip olduğundan dini ayakta tutmak temel ilkeleri ve bu ilkelerden doğan şeriatları uygulamaktır. İman sahibinin duygu, düşünce, tutum ve davranışı temel ilkelere ve şeriatlara göre teşekkül ettiğinden kişi ‘dini ayakta tutmuş’ olur.
Hz. Nuh’a hangi temel ilkeler indirildiyse, Hz. Muhammed (sav)’e de aynı ahkâm indirildi. Ayette vurgulandığı üzere, Hz. İbrahim’e, Hz. Musa’ya, Hz. İsa’ya indirilenler hep aynı norm. Peygamberlere indirilen kitaplar değişmez temel kurallar yanı sıra çeşitli şeriatlara da sahiptir. Tarihsel olarak şeriat, toplumun ve coğrafyanın özelliklerini yansıtır. Şeriatsiz din olmaz; her peygamberin zamanında ümmeti dinin şeriatına uymakla dinini ayakta tutmuştur.
İslam şeriatı, Hak dinin anayasası olan iman ve İslam’ın şartlarına uygun vahyedildi ve kıyamete kadar geçerli kılındı. İnananlar İslam şeriat kurallarının uygulanmasından sorumludur. Sadece ‘amentü’ standartlarına iman etmek, dinin ikame edilmesi zorunluluğunu ve sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Sonuç: Vurguladığımız gibi, dinî kurallar koymak ve dinî bir sistem tesis etmek, Allah Teâlâ’nın hakkıdır. O, Hak dinin ve şeraitin (yol) sahibidir. Hak dinin ikamesi uygulanması; yol bellenmesi. Şeriatı hayatında uygulayan doğru yol üzerinde hareket eder. Din, eylemsiz sözle değil, dinin kurallarına göre yaşamakla korunur. Haliyle müminlerin görevi temel ilkeleri ve şeriatı fiilen yerine getirmek, -doğru yolda yürümek-, şahsiyetinde temsil etmek ve yaymak. (M. Talât Uzunyaylalı)
KURAN UFKU 