633. FİKİR / Zuhruf

Ölçülü biçili olmak mucizesi

وَالَّذ۪ي نَزَّلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً بِقَدَرٍۚ فَاَنْشَرْنَا بِه۪ بَلْدَةً مَيْتاًۚ كَذٰلِكَ تُخْرَجُونَ

“Gökten bir ölçüye göre suyu indiren, O’dur. Biz onunla ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böyle çıkarılacaksınız.” (Zuhruf – 11)

Ayette geçen ‘bigaderin’ ismine ölçülü olmak anlamı verilmiştir. Ayrıca, ‘kader’ fiili bakmak, büyütmek,  düşünmek, güç yetmek, hazırlamak, hükmetmek, muktedir kılmak ve muktedir olmak, bölmek, sıkıştırmak, tedbir almak, vermek, zamanlamak yahut bir nesneyi planlamak gibi anlamları da içermektedir.

Canlı cansız her varlığın varlığı onun bir ölçü dâhilinde yaratılmış olmasıdır ve bu durum güneş gibi aşikârdır; tabi ki aklı ve kalbi kör olmayana. Mesela sağ kolum sol kolum, sağa ayağım sol ayağım, sağ gözüm sol gözüm, sağ kulağım sol kulağım, iç organlarım, işitme ve görme, adım atma ve koşma, kavrama ve gevşeme ayarlarım, büyük ve küçük idrar çıkış ayarlarım, nabız ve ateş (ısı) ayarlarım, dişlerimin parmaklarımın ayarları, dilim ve tat alma ayarlarım, yemek ve nefes borusu ayarlarım, inceli kalınlı tüm vücudumu saran damar ve bağırsak ayarlarım, vb. fonksiyonlarım hep ölçülü biçilidir ve sabit bir düzene sahiptir.

Atomik yapımdan kütleme kadar sonsuz çeşitliliği içeren yapımdaki her zerrem diğer zerrelerime bütünleşmiş ve cümlesi ‘insan’ denilen sisteme vücut vermiştir. Ben, baştan ayağa bir ‘kader/sistem’ olduğum gibi, diğer tüm varlıklar, bitkiler, insanlar ve elbette melekler ve tüm maddi ve manevi varlıklar bir ‘kader’ tezahürüdür. Varlıkları kuşatan kâinatlar, hep birer kadere (ölçüye)  göredir. İşte bu hâl, Rabbimizin insan aklının alamayacağı ve künhüne varamayacağı bir yaratma sanatıdır Bu sanat, aynı zamanda, bize Rabbimizi ve O’nun sıfatlarını tanıtan bir esma-ı hüsna (Allah’ın güzel isimleri) kitabıdır.  

Öyle bir sistemdir ki kâinat, sonbahardaki ve kıştaki ölü tabiat bahar yağmurlarıyla bir anda dirilmektedir. İşte ilahi kaderin/ölçünün tüm karmaşıklığına karşın zuhuru bu kadar da sade, kolay ve büyüleyicidir. Allah için zorluk yoktur. O her ne yaratıyorsa onu en güzel bir şekilde yaratmaktadır.

Tabiatı, tabiatüstü bir güç planlayıp (kader) yönetmektedir ki, O, Allahu Teâlâ’dır. Aksi takdirde hiçbir varlığın kendi kendine var olması mümkün değildir. Varlık, baştan sona bir ‘kader/ölçü’ olduğundan, rastgeledelik görülmüyor. Bu düzen kâinatın bütün sistem ve yapılarının, başlangıçta, her şeyi bilen Yaratıcı tarafından ‘maksatlı’ şekilde yaratıldığını ortaya koymaktadır.

Sonuç: Tabiat yaratılmaktadır ve yaratıcı değildir. Varlık, komplike bir sistemse bu sistemin kendi kendine oluşması ve devam etmesi akla aykırıdır. Hücreden, atomik yapılardan başlayan düzen (kader) tüm kütleleri, zamanı ve mekânı içine almış durumdadır. Birçok farklı unsuru birlikte çalıştıran evrensel bir sistemin içindeyiz. Bizi yaratan, yaştan bize ne vaat ettiyse o vuku bulmakta ve ahirette de bulacaktır.

M. Talât Uzunyaylalı