Amaçsızlık tozutması!
وَاِنَّٓا اِلٰى رَبِّنَا لَمُنْقَلِبُونَ
“Biz, Rabbimize döneceğiz.” (Zuhruf – 14)
Allah’a dönüş şuuru taşımayan yahut bu tür bilinci zayıf kimselerin (gafil) dünya üzerinde gezip tozmaları bir ‘amaçsızlık tozutmasından’ öte bir değer ifade etmez. Dünyadaki makam, para, itibar vb. değerler, birçok insanın aklını bulandırır ve bu nimetler yaşaman amacı sanılır. Oysa bu psikoloji büyük birer yanılsamadır; bir insan dünyanın tüm nimetlerine tek başına sahip olsa, ne yaşlanmasını ne de ölümünü engelleyemez. Zengin fakir, âlim cahil, kral çoban, yaşlı çocuk, vakitleri gelince Azrail (as) her birini tutar ve öldürür. İşte o anda, insanların ‘benim’ dedikleri şeyler, ellerinden alınır; artık, dünya ebedi olarak yoktur.
Peki, kişinin Allah’a imanı ve ameli yoksa dünyadan ahirete ne götürecektir?
Mümin insan dünya hayatının anlamını kavradığından çevresindeki ilahi amaç gütmeyen şaşaadan etkilenmez. Onun, kendi nefsine ikazı şöyle olur: ‘zararı yok, varsın bu tantananın bir parçası da ben olmayayım; önemli olan benim, Rabbime döneceğim şuuruna sahip olmamdır. Maddi ve manevi imkânlarım beni bu dönüşe hazırlıyorsa hayatım ve bana armağan edilen nimetlerin hepsi değerlidir, aksi takdirde, hepsi de cehennem için hazırladığım kişisel yakacağımdır!’
Ehl-i İslam hep Cenab-ı Hak’ın yakını, bu yakınlık cehennemden uzaklık demektir. Hazreti Muhammed (sav)’in manevi ailesi durumundaki Müslümanların ahirete dönüşü, elbette kişinin gurbetten evine dönüşü gibi, neşe içinde olacaktır.
A’raf 125’nci ayette de belirtilen, ‘Biz, kuşkusuz Rabbimize döneceğiz!’ ayetinin mesajını duyup hissedemeyenler, Allah Teâlâ’ya dönecekleri bilincini taşımadıklarından, canları beladadır. Onlar, hayat nimetini zayi ettiklerinden, çabaları, ‘ahiret hesabına’ ziyan ve hüsrandan öte bir şey doğurmamıştır.
Sonuç: Kuran ve Sünnetle belirlenen ilahi yol Müminlerin üzerinde yürüdüğü doğru yoldur (Sırt-ı Müstakim). Cennetin bir ön bahçesi olan dünya hayatı da güzeldir, fakat geçicidir. Müslüman için dünya hayatı gurbetken ahiret hayatı da sıladır. “Biz, Allah’a döneceğiz!” ayetini ışıklı bir tabela gibi, yirmi dört saat kalbinde ve aklında açık tutan Müslüman insan, kendine iman nasip edildiği için daima şükür duygusuyla hayatını yaşar. Şükür sahipleri, kendilerine verilen ömürle, Kuran ve Sünnete uyup, Allah’ın rızasını kazanmaya bakarlar ve sılaya, (ebedi cennet hayatına, ailesinin yanına) sevinç içinde dönmek için çaba gösterirler.
M. Talât Uzunyaylalı
KURAN UFKU 