Allah soruyor, senin de sormanı istiyor!
وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَهُمْ لَيَقُولُنَّ اللّٰهُ فَاَنّٰى يُؤْفَكُونَۙ
“Onlara, ‘kendilerini kimin yarattığını’ sorsan; Allah, derler. O halde, kulluktan nasıl çevriliyorlar?” (Zuhruf 87)
Se-ele, fiili sormak anlamındadır. Bu fiil çeşitli gramer yapıları içinde ayetlerde yer almıştır. Biz, bu yazıda, özellikle din ve yaratma eylemiyle ilgili soru sormanın, tutum ve davranış belirlemenin önemi üzerinde kısaca durmak istiyoruz.
Se-ele fiilinin geçtiği ayetlere bakınca; mesela, ‘Allah, peygamberi ve ayetleriyle alay edenlere, dini meseleleri şaka konusu yapanlara, bunu niçin yaptıklarının sorulmasını; (9/65) gökleri ve yeri yaratanın, güneşi ve ayı buyruğu altında tutanın kim olduğunun sorulmasını (29/61); gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıranın kim olduğunun sorulmasını (29/63); gökleri ve yeri kimin yarattığının sorulmasını (31/25), (39/38), (43/9); insanı kimin yarattığının sorulmasının (43/87)’ istendiğini görmekteyiz. Yine, Kuran’da, dünya ve içindekilerin kime ait olduğu, kim tarafından korunduğu, gökten ve yerden rızkı kimin verdiği, ölüden dirinin diriden ölünün kim tarafından çıkarıldığı gibi hususlar sorulmuş ve tüm bu sorgu konularının faili olarak Allah gösterilmiştir.
Soru, yeri gelir anahtar olur: nice hakikatini kapısını açar; yeri gelir soru bir tohumdur, nice gönle düşer de hidayet güllerinin açmasına sebep olur.
Soru sorarak öğrenilir soru sordurarak öğretilir.
Bu yüzden bizi Yaratan da sadece bakmayıp gördüğümüz, işittiğimiz, hissettiğimiz, tattığımız, kokladığımız şeyler hakkında da düşünmemizi istemektedir.
İlahi hikmeti anlamak için mutlaka soru sormak gerekir. Soru, bilen kimselere sorulduğu gibi, kişi okuduğu metinler, dinlediği sözler karşısında da soru sorarak ilerlerse akıl ve muhakeme kudretinin genişleyeceği aşikârdır.
Sonuç: Rabbimizin insana soru sormasının temel vurgusu insandan bir şey öğrenmek değil, öğretmektir elbette. İnsan soru soran bir yapıda yaratıldı. Rabbimiz, Kuran’da, çeşitli inanç ve inkâr gruplarına -tarihsel süreçler boyunca- yukarıdaki temel sorgu konularını tekrar etti. İnsanlardan beklenen Rabbimizin bu tür sorularını akıllarına ve vicdanlarına tekrar tekrar sorarak Rabbimize yaklaşmak; iman ve ameli artırmaktır.
M. Talât Uzunyaylalı