Home

 insan

Allah Teâlâ’nın oğlu yok, kulları var!

وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ وَلَدً۬ا‌ۗ سُبۡحَـٰنَهُ ۥ‌ۖ بَل لَّهُ ۥ مَا فِى ٱلسَّمَـٰوَٲتِ وَٱلۡأَرۡضِ‌ۖ كُلٌّ۬ لَّهُ ۥ قَـٰنِتُونَ

“Dediler ki, ‘Allah oğul ittihaz etti’ Allah Teâlâ münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa Onundur. Hepsi de Ona itaat edicidir.” (Bakara 116)

 

Haşa, Allah’ın bir aileye ihtiyacı yok; o yüce Zât’ı tenzih ederek, anlaşılması için söylüyoruz: Varlık, Allah’ın haremi gibidir; bir aile reisi kendi haremini nasıl sahiplenirse, Allah Teâlâ’da yarattığı varlığı, çok daha şümullü bir şekilde sahiplenir; her birini görür, gözetir; varlığa tek tek hayat verir, farklı farklı suret ve siretle bezer, her birini tek tek yedirip içirir, uyutup uyandırır, gezdirip tozdurur, koruyup kollar. Öyle ki, Allah Teâlâ, sanki yüce varlığını yarattıklarına hasretmiş gibidir; O Kerim Zât, bütün isim ve sıfatlarıyla insanın ve diğer tüm mahlûkatın Rabbi Rahimi olmuştur.

Allah Teâlâ’ya bir aile ve çocuk isnadında bulunarak en büyük iftirayı yapan Yahudi ve Hristiyan inancını çıkarları doğrultusunda kullanan ruhban sınıfı ve aynı paralelde hareket eden politik güçlerdir. ‘Yahudiler Uzyer, Hristiyanlar ise, İsa Allah’ın oğludur!’ tezini ileri sürerek, demek istediler ki: ‘Biz de onların soyundanız; hâliyle bizlerde, Allah’ın oğullarıyız!’ Tanrı’nın oğlu olduklarını iddia ettikleri peygamberlere kendilerini soyca bağlayıp maddi manevi menfaat, statü elde etiler, halkı bu psikolojik baskıyla yönettiler daha doğrusu onların ruhlarını ve ceplerini sömürdüler.

Allah Teâlâ’nın, Yahudiler ve Hıristiyanlarca, ‘Senin oğulların var!’ teziyle özelleştirilmesi, Tanrı’nın bir inanç gurubuna, bir soya ait kılınması, hâliyle Onun diğer kullarının ‘insan olma’ hakkını ortadan kaldırdı. Özellikle Tevrat, bu teze uygun şekilde kurgulandı. Tevrat’taki Yahudi soyu dışındaki insan yapılarına Tanrı’nın bakışını anlatan âyetler, ürküntü vericidir. Yahudi ve Hristiyan milletleri bugün hâlâ ürettikleri bu asabiyenin altında hareket etmektedir.

Allah Teâlâ, bir önceki âyette, ‘Allah’ın veçhinin her yönde’ olduğunu buyurarak Yahudilerin ve Hristiyanların Kıble ile ilgili özelleştirmelerini yıktığı gibi, hemen ardından gelen bu ayetle de, onların bu sapkın tezlerini ortadan kaldırdı.

Sonuç: Allah Teâlâ, ayetteki, سُبْحَانَهُ – sübhânehü, kelimesiyle yüce varlığının ihtiyaçtan münezzeh olduğunu bildirip bu iddiayı reddetti. Fakat yerde ve göklerdeki varlıkların hepsine sahip çıktı. Varlığın, قَانِتُونَ – kânitûn, fiiliyle kendine bağlı, kendinin emri altında olduğunu bildirdi. Şanı yüce Rabbimizi tenzih ederiz, Onun eşi ve çocuğu yoktur, fakat onun insan ve cin soyundan kulları vardır ve O, kullarına karşı Gafûrü’r-rahîm’dir.

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s