96.Fikir/ Bakara

Allah Teâlâ peygamber tayin ettiği gibi kral da tayin etmiş midir?

وَقَالَ لَهُمۡ نَبِيُّهُمۡ إِنَّ ٱللَّهَ قَدۡ بَعَثَ لَڪُمۡ طَالُوتَ مَلِكً۬ا‌ۚ …

 “Peygamberi onlara dedi: Muhakkak Allah Talut’u size melik olarak gönderdi…” (Bakara 247)

MÖ. 1000’li yıllarda Mısır ile Filistin arasında yaşayan Amalika adlı bir kavim vardı. Başlarında Calut adında saldırgan bir kral bulunuyordu. Bunlar İsrailoğullarına aman vermiyordu. Sık sık saldırıp her türlü fenalığı yapıyorlardı. Hatırlanacağı üzere 95. Fikir’de ele aldığımız Bakara Suresi’nin 246. Ayetinde, İsrail ileri gelenlerinin, peygamberlerine giderek, Calut’a karşı savaşabilmek için, Allah’tan kendilerine bir Melik/Kral tayin etmesini istediklerini görmüştük. 247. Âyetin başlangıç kısmında ise bu görevlendirmenin Allah Teâlâ tarafından yapıldığını öğreniyoruz.

Kur’an-ı Kerim’de ilgili iki âyet dışında Talut’la ilgili başka bilgi bulunmamaktadır. Ancak âyette görüldüğü üzere Talut, Allah tarafından İsrailoğullarına lider olarak seçilmiştir. Sıfat olan Talut sözcüğü İbranicede cüsseli ve kudretli insan anlamına gelmektedir.

Bazı İslam kaynaklarında Talut’la ilgili şu değerlendirmeler yer almaktadır: Talut, maddî yönden iri cüsseli, güçlü, kuvvetli ve güzel olarak yaratılmıştı. Manevî yönden ise din, siyaset, fen, teknik ve savaş ilimlerinde üstün bir başarı ve maharet sahibiydi. Aynı zamanda o, fakirlere karşı merhametli ve şefkatli, yoksulların dertleriyle dertlenen, insanların sıkıntılarını gidermeye çalışan biriydi. Talut, az bir orduya sahip olmasına rağmen, başarıyla yönettiği savaş sonucu Calut’u öldürdü ve ordusunu dağıtmayı başardı.

Bu hadiseden şu sonucu çıkarabiliriz: Allah Teâlâ toplumlara ihtiyaçlarıyla ilgili yardımlarını her çağda yapmıştır; yapmaya da devam etmektedir. Her memlekette o beldenin ahalisinin maddi ve manevi varlığını muhafaza eden manevi ve siyasi kişiler, otoriteler her zaman olmuştur. Bu otoritelerden mahrum kalanlar ise, bir millet olarak varlıklarını muhafaza edememiş, tarih sahnesinden çekilmek durumunda kalmışlardır.

Dünya sahnesi imtihan için açıldığından beri, benzetme yerinde ise, “Talutizim” ve “Calutizim” iki sistem, baskın iki karakter olarak bu sahnede hep var olagelmiştir. Dünün Talutizmini temsil eden İsrailsoyu ve onun destekçileri bugün Calutizim rolünü oynamaktadır!

Sonuç: Kur’an-ı Kerim anlatımlarından milletlerin bahtlarının onların manevi ve siyasi önderliklerine bağlı olduğunu görebiliyoruz. Talut’a kadar yeis içindeki İsrail soyu peygamberlik sistemiyle desteklenen bir kralla zaferden zafere koşmuş, toprak sahibi olmuş, çoğalmış ve gelişmiştir.