Allah’ın rızası içinse kıymeti var, yoksa çektiğin boşa kürek!
الَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ فِي سَبِيلِ اللّهِ ثُمَّ لاَ يُتْبِعُونَ مَا أَنفَقُواُ مَنًّا وَلاَ أَذًى لَّهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
“Mallarını Allah yolunda sarf edip sonra sarf ettikleri şeyin ardından başa kakmayan ve eza etmeyenlerin ecirleri Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara 262)
Mallarını Allah Teâlâ yolunda infak eden ve bunu başa kakmayan, yardım yaptığı insanlara eziyet verici tutum ve davranışlar takınmayan Müminler, özel olarak mükâfatlandırılacaktır.
Allahı bilen, ‘Elimdeki mal benim!’ demez; ‘Allah’ın bana bir emaneti’ der. Bir veznedar gibi davranır. İhtiyaç sahiplerine harcamaktan asla geri durmaz. El açıklığı, cömertlik o insanların sıfatı olmuştur. Madem ellerindeki maddi imkânlar Allah’ın kendilerine bir ikramı, ilahi bir lütfudur; öyle ise, onlara düşen yardım severlik, hayr, güzel iş yapmak ve Allah’ın rızasını kazanmaya bakmaktır.
Kendi rızası için harcayan Mü’minlerin yaptıklarını Allah Teâlâ çok değerli bir kulluk olarak kabul etmektedir. Allah rızası için hareket eden kulların bir şeyden korkmayacaklarını müjdeliyor. Onlar gerçek anlamda Allah’a teslim oldukları ve sadece onun rızasını gözettikleri için, hayatları, ölümleri, mahşerleri, hesapları, sıratları büyük bir kolaylık içinde gerçekleşecektir. Kullarını üzmeyeni Rabbimiz de üzmeyecektir. Evet, Allah’a güvenen, yaptıkları iyiliklerin boşa gitmeyeceğini bilen o mübarek kullara korku yoktur, Allah Teâlâ onları üzecek bir muamele yapmayacaktır.
قَوۡلٌ۬ مَّعۡرُوفٌ۬ وَمَغۡفِرَةٌ خَيۡرٌ۬ مِّن صَدَقَةٍ۬ يَتۡبَعُهَآ أَذً۬ىۗ وَٱللَّهُ غَنِىٌّ حَلِيمٌ۬
Bakara Suresi 263. Âyette ise, “Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, halimdir,” buyruluyor.
Rencide edici, incitici tarzda sadaka vermek doğru bir davranış değildir. Bir şey vermeyip güzel söz söylemek, nasihat etmek, ortada varsa bir kabahat, onu affetmek, minnet altında verilen maddi yardımdan daha değerlidir.
Çünkü Allah Teâlâ zengindir; yapılan maddi ve manevi yardımlarla değer kazanan kullardır. Yoksa Allah istediğini istediği yoldan zengin eder. O, imtihan sırrı gereği, kimini zenginlikle kimini yoksullukla sınava çeker. Yeryüzünde yoksulluk ve zenginlik kalıcı bir statü değildir; servet ve yoksulluk insanlar, ülkeler ve kıtalar arasında dolaşıp durur. O halleri dolaştıran Allah’tır.
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تُبۡطِلُواْ صَدَقَـٰتِكُم بِٱلۡمَنِّ وَٱلۡأَذَىٰ كَٱلَّذِى يُنفِقُ مَالَهُ ۥ رِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَلَا يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأَخِرِۖ فَمَثَلُهُ ۥ كَمَثَلِ صَفۡوَانٍ عَلَيۡهِ تُرَابٌ۬ فَأَصَابَهُ ۥ وَابِلٌ۬ فَتَرَڪَهُ ۥ صَلۡدً۬اۖ لَّا يَقۡدِرُونَ عَلَىٰ شَىۡءٍ۬ مِّمَّا ڪَسَبُواْۗ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِى ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡكَـٰفِرِينَ
Bakara Suresi 264. Âyet-i Kerimede ise “Ey iman edenler! Allah`a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya hâline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kâfirleri doğru yola iletmez” buyuruluyor.
İnsanlar beni beğensin, beni övsün, bana minnettar kalsınlar, herkes ne kadar iyiliksever biri olduğumu işitsin diye yapılan yardımlar da boşa kürek çekmek gibidir. Bu anlayıştaki bir insanın yaptığı yardımlarla elde etmeye çalıştığı Allah’ın rızasını kazanmak değildir, insanların sempatisini ve sevgisini kazanmaktır. Böyleleri gerçekte Allah’tan bir şey beklemez, insanlardan bekler.
Avrupa, Amerika gibi modern toplum yapıları oldukça zengin toplumlardır. Orta Afrika, Güney Amerika, Asya ve bazı doğu ve Uzakdoğu ülkelerinde ise fakirlik âdeta diz boyudur. Vakıflar, dernekler, sosyal yardım kuruluşları, BM’in bazı kuruluşları yoksullara yardım etmeye çalışmaktadır. Elhamdülillah. Bir kısım Müslümanlar zekât, sadaka ve fitre vermeye devam etmektedirler. Bu işler eğer Allah Teâlâ’nın rızası için yapılıyorsa yeryüzünün en hayırlı bir işi yapılıyor demektir.
Sonuç: Nimeti veren Allah’tır. Harcarken Allah’a ait olanı harcadığının şuurunda hareket etmeyen bir zengin, Allah’ın nimet ve lütfunu unutan biri olarak, şükürsüzdür, nankördür, zavallıdır. Maddi ve manevi yardım yaparak Allah’a yaklaşmaya çalışanlara ne mutlu.