Müslüman hissiz, insaniyetsiz biri olamaz.
وَإِن كَانَ ذُو عُسْرَةٍ فَنَظِرَةٌ إِلَى مَيْسَرَةٍ وَأَن تَصَدَّقُواْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
“Eğer, borçlu darlık içindeyse ona ödeme kolaylığına kadar bir süre tanıyın. Bu gibi borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka etmeniz eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara 280)
İslam merhamet dinidir; şu bu sebeple darlık içinde olan, sıkıntı çeken insanlara karşı sabırlı olmak, şefkat göstermek, insaflı davranmak, imanın bir tezahürü olarak, makbul bir insanlık ve kulluk örneğidir. ‘İnsaf dinin yarısıdır’ sözü meşhurdur. Müminlere en çok yakışan da merhametli, şefkatli, sabırlı olmaktır zaten.
Faizi yasaklayan, borç ve alacak konularının ele alındığı ayetlerin içinde yer alan bu âyette, Allah Teâlâ, özellikle malî konularda ödeme sıkıntısı çeken şahıslara karşı nasıl davranılması gerektiğini öğretmektedir. Üzerinde dikkatlice durup düşünmemiz ve mesajı davranış hâline getirmeye çalışmamız gerekmektedir. Modern toplum Müslümanları olarak pek çoğumuzun kaybettiği bir ahlaktır önümüze konulan.
Evimin bulunduğu sokakta komşum olun bir Hacı Efendinin evinin altındaki bodrum katında bir kız öğrenci oturuyordu. Öğrencinin okuluna gitmek üzere evden çıktığı bir sırada karşılaştığı Hacı Efendi ile arasında geçen bir konuşmaya istemeyerek kulak misafiri oldum. Hacı Efendi, kirayı hâlâ neden ödemediğini ağır bir üslupla sorguluyordu. Kız, para beklediğini, bugün yarın mutlak ödeyeceğini anlatmaya çalışıyordu ama Hacı Efendi, onun giyimini, yiyip içmesini diline dolayarak, rencide edici şeyler söylüyor, biran önce kırayı ödemesini istiyor, aksi takdirde eşyalarını kapıya atacağı tehdidinde bulunuyordu. Başımı pencereden uzattığımda kızı ağlayarak uzaklaşırken gördüm.
Çevremizde bu olaya benzer pek çok olayın yaşandığına şahit olmaktayız. Kira borcunu zamanında ödeyemeyen, aldığı borcu vadesinde getiremeyen, çekine, senedine sahip çıkamayan insanlar her zaman olabilmektedir. Bu tür durumlarda, başkasını dolandırmayı bir yaşama şekli hâline getirmiş, kötü niyetle hareket eden kişileri hariç tutup, elinde olmayan sebeplerle, işi gücü bozulduğundan, ödeme zorluğuna döşmüş insanlara karşı, Allah Teâlâ’nın emrettiği gibi davranmak, erdem sahibi Müslümanların şiarıdır.
Sonuç: Mağdurun, ezilmişin, sıkıntı çekenin tepesine kuzgun gibi çökmek Müslüman ahlakıyla bağdaşmaz. ‘Düşene bir tekmede sen vuracaksın!’ vb. insafsızlık, sevgisizlik ifade eden sözler, tutum ve davranışlar, şuursuzluğun ve merhametsizliğin göstergesidir. Müslüman şuur adamıdır; Müslüman hissiz, insaniyetsiz biri olamaz! Bilmeliyiz ki, merhamet edene Rabbimiz merhamet edecektir. Rıza-ı İlahiye uygun davrananların ahiretteki alacakları karşılık, kendilerine gösterilecek güzel muamele, Rabbimizden görecekleri iltifat, hayal dahi edilemez. Bir düşünsek; Allah Teâlâ’nın bir kulundan razı olması, ne saadettir, ne bahtiyarlıktır!