Aklın varsa Allah Teâlâ’dan kork!
وَاتَّقُواْ يَوْمًا تُرْجَعُونَ فِيهِ إِلَى اللّهِ ثُمَّ تُوَفَّى كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ
”Öyle bir günden sakının ki, o gün Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı amellerin karşılığı verilecek ve onlara asla haksızlık yapılmayacaktır.” (Bakara 281)
İnsan, ölümsüz bir varlık olarak yaratılmıştır; dünya hayatından sonra insanın ahiret hayatı başlayacaktır. Rabbimiz insana, ahirete intikalinden sonra, dünya hayatını Kur’an-ı Kerimin buyruklarına uygun bir şekilde yaşayıp yaşamadığı hususunda, amel kayıtları üzerinden, hesap soracaktır. Bu nedenle yukarıdaki âyette ve aşağıya aldığımız diğer bazı ayetlerde yer alan; وَاتَّقُوا – Vettekû (sakının) fiiline dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Mesele ciddidir; Hesap Günü zor bir gündür. Nitekim Bakara Suresi 48, âyette, “Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz”; Yine Bakara Suresi 123. Âyette, “(O) günden sakının ki, o günde hiç kimse başkası namına bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez, hiç kimseye şefaat fayda vermez. Onlar hiçbir yardım da görmezler” uyarıları hesap vermenin dehşetini ve büyük önemini yeterince açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
‘Allah’ın merhameti sonsuzdur, nasıl olsa bizi bağışlar!’ şeklindeki ifadelerle, kişisel sorumluluğu ve mesuliyeti hiçe saymak, ömrü nefsin heva ve isteklerine uyarak zayi etmek ve buna karşılık Allah Teâlâ’nın hesap sormayacağını sanmak, yok edici bir gaflet üzere hareket etmek demektir. Oysa İlahî uyarıyı tahfifin sonuçları çok ağır olacaktır.
Bakara Suresi 186. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ “…Allah’tan sakının; umulur ki, kurtuluşa erersiniz.”
Bakara Suresi 194. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ مَعَ الْمُتَّق۪ينَ “…Allah’tan korkun; bilin ki, Allah, muttakilerle beraberdir.”
Bakara 196. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِ۟ “…Allah’tan korkun; bilin ki, Allah’ın cezalandırması şiddetlidir.”
Bakara 203. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّكُمْ اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ ” …Allah’tan korkun; bilin ki, hepiniz Onun huzurunda toplanacaksınız.”
Bakara 231. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ۟ ”…Allah’tan korkun; bilin ki, Allah, her şeyi bilir.”
Bakara 233. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ “…Allah’tan korkun; bilin ki, Allah, yapmakta olduklarınızı görür.”
Bakara 282. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ وَيُعَلِّمُكُمُ اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ “…Allah’tan korkun; Allah size öğretiyor. Allah her şeyi bilmektedir.”
Maide 2. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِ ”… Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası çetindir.”
Maide 4. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ سَر۪يعُ الْحِسَابِ “… Allah’tan korkun; Allah’ın hesabı pek çabuktur.”
Maide 7. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ “… Allah’tan korkun; şüphesiz Allah, kalplerin içindekini bilmektedir.”
Maide 8. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ “… Allah’tan sakının; Allah yaptıklarınızı bilmektedir.”
Maide 11. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ۟ ”… Allah’tan korkun; müminler yalnızca Allah’a güvensinler.”
Maide 96. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “…Huzuruna toplanacağınız Allah’tan korkun.”
Maide 108. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاسْمَعُواۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ۟ ”… Allah’tan korkun ve Onu dinleyin. Allah, yoldan çıkmışlar topluluğuna rehberlik etmez.”
Enam 155. Âyette; وَاتَّقُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَۙ ”… Korkun ki, size merhamet edilsin.”
Enfâl 69. Âyette; وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ۟ ”…Allah’tan korkun; muhakkak ki, Allah bağışlayan, merhamet edendir.”
Şu’arâ 132. Âyette; وَاتَّقُوا الَّذ۪ٓي اَمَدَّكُمْ بِمَا تَعْلَمُونَۚ “… Bildiğiniz şeyleri size bolca veren, Allah’tan korkun.”
Talak 1. Âyette; وَاتَّقُوا اللَّهَ رَبَّكُمْ ”…Rabbiniz Allah’tan korkun.
Allah’tan korkmamak, Onun emir ve yasaklarını yerine getirmemek, doğrusu büyük cürettir. Cahilden ve kâfirden başkası bu cüreti gösteremez. Modern toplum Müslümanlarının tutum ve davranışlarına baktığımızda helal kazanç elde etme ve haramlardan uzak durma konusunda sahip olmaları gereken hassasiyette bir azalma meydana geldiğini görüyoruz. Oysa Müslümanlar, Allah’ın hukukunu çiğnemekte, koyduğu sınırları ihlalde, ısrarcı ve cesur davranamazlar. Herkesin dünya hayatı elinden alınmadan aklını başına alması ve günahlarından tövbe etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde akıbet berbat olacaktır!
Sonuç: Kur’an-ı Kerim’de yer alan haramları, günah fiilleri sıradanlaştırmak, lakaytça bir yaşam biçimini sürdürmekte beis görmemek, kimsenin yanına kâr kalmaz. İnanılsın inanılmasın, her insan, ameli tarafından kuşatılmış durumdadır. Her birey, Allah Teâlâ’nın huzuruna dönerek kendisine bahşedilen hayat nimetiyle neler yaptığının hesabını verecektir. Bu manzaradan ürküntü duymamak çok derin bir gaflet içinde yaşanıldığını gösterir. Allah Teâlâ gafletimizi uzun kılmasın. Âmin.