Geleceğinden şüphe olmayan güne hazırlanmalıyız!
رَبَّنَٓا اِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لَا رَيْبَ ف۪يهِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُخْلِفُ الْم۪يعَادَ۟
“Rabbimiz! Doğrusu geleceği şüphe götürmeyen günde, insanları toplayacak olan Sensin. Şüphesiz ki Allah verdiği sözden caymaz.” (Âl-i İmrân 9)
Şüphe etmek anlamına gelen – رَيْبَ – raybe kelimesi Kuran’da on beş ayette aşağıdaki hususların izahında geçmektedir: “…Kuran; onda asla şüphe yoktur…”; “…gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde…”; “Allah ki, ondan başka hiçbir tanrı yoktur, elbette sizi kıyamet günü toplayacaktır, bunda asla şüphe yoktur.”; “Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır…”; “…Onda (Kuran) şüphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir.”; “…Allah, onlar için bir vade takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.”; “Kıyamet vakti de gelecektir; bunda şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır.”; “Bu Kitabın, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiş olduğunda asla şüphe yoktur.”; “Kıyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu buna inanmazlar.”; “…asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana Arapça bir Kuran vahyettik. İnsanların bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.”; ” De ki: Allah sizi diriltir, sonra öldürür. Sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler.”; “”Allah’ın vadi gerçektir, kıyamet gününde şüphe yoktur, dendiği zaman: Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz? Onun bir tahminden ibaret olduğunu sanıyoruz! Onun hakkında kesin bir bilgi elde etmiş değiliz, demiştiniz.”…
Şüphe içermeyen kitap Kuran’dır; geleceğinden şüphe edilmeyen gün: Ahrettir. Cenabı Hak, – لَا رَيْبَ – fiiliyle bu durumu kuvvetlice ifade buyurmaktadır. Allah Teâlâ, sözünden asla dönmez. Ahret hayatına biz insanları ulaştıracağını vaat etmiştir. Bu mutlaka vaki olacaktır. Ahret hayatında iki iskân bölgesi olduğunu Kuran’da çok sayıda ayette bildirmiştir ki, Ahret’ teki iskân yerleri Cennet ve Cehennemdir. Her iki yaşam bölgesi de insanlar için yaratıldı. Allah Teâlâ, insanları bu iki yaşam bölgesinde toplayacağını bildiriyor. Ancak insanların Ahret ‘teki hangi yaşam bölgesine gideceklerinin kararını dünyadaki hayatlarıyla yine insanların kendileri verecektir. Dünya hayatı bu seçimi yapabilmeleri için insanlara verilmiştir. Peygamberler ve İlahi kelam (ayetler) ile insanlık tarihler boyunca uyarıldı. Her çağın insanına dünya hayatında yapıp etmelerinden dolayı hesaba çekileceği ve bu hesabın sonucu olarak da Ahret ‘teki yeni yaşam bölgesine gönderileceği bildirildi. Böylece kimsenin bahanesi kalmadı; herkes uyarıldı.
Allah Teâlâ’nın vaatleri haktır; değişmezdir. Gelecekle ilgili ne buyurduysa o vaki olmakta ve mutlaka olacaktır. Bu yüzden dünya hayatı çok önemlidir. Bütün mesele burada insana verilen hayat sermayesini iyi kullanmak ve zarar etmemeye çalışmaktır. Dünyadaki zarar, Ahret hayatını hesaba katmadan yaşanan hayattır. ‘Hayat, bu hayattır, başka hayat yoktur’ diyen ve arzularına göre dünya hayatını yaşayan insanlar, seçimlerinin ağır sonucuna katlanacaktır.
Sonuç: Allah Teâlâ, merhamet etmeyi kendi zatına farz kılmıştır. Ancak, Allah Teâlâ yokmuş gibi davranan, günahı bir yaşama şekli haline getiren, inkârı ve küfrü içselleştiren kimseler, merhamet-i ilahiden imdat beklememelidir. İnançlarını koruyan, fakat nefsini günahlardan alıkoyamayanlar ise, vicdanlarında oluşan pişmanlık ölçüsünde, ilahi merhameti yanlarında bulacaklardır.