Home

fatih-camii-nde-havari-izi_7865_b

Havari’si ve Ensar’ı olmayan din, yaşayamaz!

فَلَمَّٓا اَحَسَّ ع۪يسٰى مِنْهُمُ الْكُفْرَ قَالَ مَنْ اَنْصَار۪ٓي اِلَى اللّٰهِۜ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ اَنْصَارُ اللّٰهِۚ اٰمَنَّا بِاللّٰهِۚ وَاشْهَدْ بِاَنَّا مُسْلِمُونَ

İsa, onların küfrünü duyunca dedi ki: Kimlerdir Allah uğrunda yardımcılarım? Havariler, biziz Allah için yardım edenler dediler, Allah’a inandık, sen de tanık ol ki, biz, ona teslim olanlarız.” (Âl-i İmrân 52)

Ayette geçen ‘Havâriyyun’ sözcüğü inanmış ve yardım edici kimseler, demektir.  Her işte yardımcı gerekir. Allah Teâlâ insanı çift yaratmış, bir kadın ve bir erkek. Yardımcısız ne tarım, ne ekonomi, ne siyaset, ne kültür sanat, ne bir ideoloji ne de din olabilir. Her işin önderi, önderin yardımcıları, müntesipleri, hizmetlileri, gönüldeşleri vardır. Tek başına bir iş yapmak tabii ki mümkündür, ancak bir daire, bir tarım işletmesi, bir fabrika, bir parti, bir sivil toplum hareketi, bir ideoloji, bir din bir kişiyle olmaz; bu hizmetlerin bir lokomotifi bir de vagonları vardır. Hizmet ve iş kervanları hep bu şekilde yürür.

Hz. İsa’nın “Allah yolunda kim bana yardımcı olacak?” anlamındaki çağrısı üzerinde düşünmemiz gerekiyor.  Bir fabrikada işçiler vardır, onların görevi kendilerine gösterilen işi yapmaktan ibarettir. Ancak bir de üretimi planlayan, üretimi geliştiren, pazarlar bulan kadrolar vardır ki, bunların mertebesi işçilere göre daha önemlidir. Bir dinin müntesipleri, müminleri vardır; onların vazifesi inandıkları umdeler doğrultusunda kulluk yapmaktır. Ancak, bir de dinin anlaşılması, öğretilmesi, müesseselerine kavuşması, dinin kültür ve sosyolojisinin oluşması gibi işleri yürütecek yüksek şahsiyetlere ihtiyaç vardır ki, dinin asırlar boyunca devam etmesi bu şahsiyetlerin varlığıyla mümkün olabilmiştir. Takipçisi olmayan hiçbir dava yaşayamaz.

Hz. İsa’nın (as) on kadar yardımcısı olduğu çeşitli kaynaklarda zikredilmektedir. Hz. İsa’dan sonra son peygamber olarak görevlendirilen Hz. Muhammed’in (sav) de dört halifesi vardı: Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali. Ayrıca her biri göğün yıldızları gibi yüksek birer şahsiyet olan binlerce ashabı bulunuyordu. İslam’ın Hz. Muhammed’in (sav) vefatından sonra hızla yayılması ve bugünlere kadar gelmesi bu şahsiyetlerin ve ilmiyle amil müminlerin,  padişahından komutanına, askerinden çiftçisine, zengininden fakirine varıncaya kadar, samimi kulların varlığı sayesinde olmuştur.

Daha geriye gidilince görülmektedir ki, Allah Teâlâ, peygamberlerini her zaman yardımcılarla desteklemiştir. Mesela: Hz. Harun Hz. Musa’nın (as) hem kardeşi hem de yardımcısıydı. Benzetmek yerinde ise Hz. Musa Cumhurbaşkanı ise Hz. Harun da başbakan yahut bir bakan pozisyonunda görev yaptı. Yine Hz. Yahya’nın babası ve yardımcısı Hz. Zekeriya, Hz. Yusuf’un babası ve yardımcısı Hz. Yakup, Hz. İsmail’in babası ve yardımcısı Hz. İbrahim idi.

Hayırlı işler hep başkalarının yardımına ihtiyaç duyar. İleri giden her hareketin samimi, iyi yetişmiş, diğerkâm önderleri ve bağlıları vardır.  Hıristiyanlığın bugünlere kadar gelmesinde Havarilerin ve onların yetiştirdiği diğer kimselerin büyük hizmetleri olduğu gibi, İslamiyet’in gelişmesinde ve yayılmasında da dört halifenin, ashab-ı kiramın, mezhep imamlarının, âlimlerin, velilerin ve samimi müminlerin emekleri vardır. Bugün de Müslümanlar cami, cemaat, camia, tarikat vs. organizasyonların altında kümelenerek dini hayatlarını yaşamaya, yaşatmaya ve yeni nesillere dini değerleri aktarmaya devam etmektedirler.

Sonuç: Sadece ibadetini yapan ve bir şeye karışmayan Müslümanlık anlayışı doğru değildir. Müslümanların aksiyoner olması zorunludur ve bu dini bir emirdir. Müslümanlar birey olarak dini hayatlarını yaşamak durumunda oldukları gibi, çevreleriyle de ilgilenmeye mecburdurlar. Hiçbir Müslüman anne ve baba çocuğunu kendi başına bırakamaz, onunun dini değerleri öğrenmesi için elinden geleni yapması üzerine yüklenmiş bir görevdir. Bu görev en yakınından başlayıp halka halka tüm insanlığı ve tabiatı kuşatır. Özellikle din görevlileri, vazifelerini bir memuriyet gibi düşünmemelidir, İslam’ın günümüzdeki Ensar’ı gibi davranıp, ihlâs ruhuyla hizmetlerini yapmaya gayret etmeleri gerekir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s