Home

296410

Yahudiler ve Hıristiyanlar

Beytullah’ın ümmeti değildir.

مَا كَانَ إِبْرَاهِيمُ يَهُودِيًّا وَلاَ نَصْرَانِيًّا وَلَكِن كَانَ حَنِيفًا مُّسْلِمًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ

“İbrahim, ne Yahudi, ne de Hıristiyan’dı. O, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslüman’dı; müşriklerden değildi.” (Âl-i İmran 67)

إِبْرَاهِيمُİbrahim- Kuran’da zikredilen büyük peygamberlerdendir. Yahudi inanışı ve Hıristiyanlık ondan sonra geldiklerinden her iki dinin Hazreti İbrahim’i benimsemeleri ve kendilerinden saymaları, şirklerine ortak arama çabasıdır. İbrahim (as) şirke bulaşmamış bir dinin, İslam’ın, peygamberiydi.  Nitekim yukarıdaki ayette bu durum ifade edilmektedir.

Kendini tanrı gören bir kralın, putlara tapan bir halkın arasından çıkan peygamber olarak İbrahim (as)’in hayatı aynı zamanda şirkle mücadele hayatıdır. Krallıktaki putları diline dolamıştı. Her fırsatta onların insanın bir hezeyanı olduğuna dikkat çekip değersizliklerini haykırıp duruyordu.  En’am suresi yetmiş dörtte, bu husus şu şekilde vurgulanmaktadır:  “İbrahim, babası Âzer’e: Birtakım putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni de kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum, demişti.”

Malumunuz, Mekke’deki Beytullah’ı, Allah Teâlâ’nın emriyle Hazreti İbrahim ve oğlu Hazreti İsmail birlikte yaptılar. Beytullah, fetret devirleri hariç, hep tevhidin, şirkten arınmış İslam’ın kıblesi olmuştur. İbrahim suresi otuz beşinci ayette Hazreti İbrahim’in şöyle dua ettiğini yine Rabbimiz bize bildirmektedir:  “Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: Rabbim! Bu şehri (Mekke’yi) emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut!”

Eğer Yahudiler ve Hıristiyanlar İbrahim (as)’ın soyundan kimseler ise bu dua gereği onların şirkten korunmuş olması,  kalplerinin ve yüzlerinin ise Beytullah’a, tevhit evine dönük olması gerekirdi. Ama biz biliyoruz ki, putlara tapan, Allah’a şirk koşan Yahudiler ve Hıristiyanlar, Beytullah’ın ümmeti değildirler.

İbrahim (as) şirkin nesnesi olan putlara karşıydı, onları bir keresinde elindeki baltayla tamamen parçaladı. Bu nedenle ateşe atıldı. O, nasıl şirki itikat olarak kabul eden Yahudilerden ve Hıristiyanlardan olabilir? Yahut bugün olmuş kendi elleriyle yaptıkları ikonlara, heykellere, manevi varlıklar olarak yönelenler, nasıl ikon ve heykel kırıcı bir peygamberin soyundan ve itikadından olduklarını iddia edebilirler? Yahut, ‘Hanif dinler, İbrahimî dinler’ diyerek, Kuran’ın nesh ettiği (ilahi din olarak ortadan kaldırdığı) Yahudiliği ve Hıristiyanlığı kim, hangi yetki ve delille İslam’ın ve Kuran’ın yanına yükseltebilir?

Sonuç: Hz. İbrahim, حَنِيفًا مُّسْلِمًا   hanîfen muslimen-di; itikadına şirk bulaşmamış Müslüman. Allah’ın açtığı yoldan yürüyen peygamber. İbrahim (as), Beytullah’ın tazammun ettiği tevhidin ümmetidir; bir altın halkası. Şirk, ondan uzaktır. Hazreti Muhammed (sav) soy ve itikatça ondandır. Çünkü her iki peygamber Allah Teâlâ’nın seçtiği dinin, İslam’ın, büyük  ‘tevhit’ erleridir. Her gün beş kez Beytullah’a dönen Müminler, her iki peygamber gibi, ehl-i tevhittir, Hazreti Muhammed (sav) ümmetinden, İbrahim (as) milletindendir, elhamdülillah.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s