Home

96154

Çağırıcı mısın, çağırılan mı?

وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

“Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önleyen bir topluluk bulunsun. İşte selâmet ve felâhı bulanlar bunlar olacaklardır.” (Âl-i İmran 104)

 

Ayette geçen يَدْعُونَ – yed’ûne- ‘çağırıcılar’ manasında fiildir. Fiilin öznesi olan şahsiyetler muttekîn (takva üzere yaşayan), muhsin (iyilik ve güzellik üzere yaşayan), tevvâbîn (günah işleyince hemen pişmanlık duyan ve bir daha o günaha dönmemeye çalışan), mutetahhirîn (içini dışını temiz tutan), sâbirîn (acı-tatlı olaylar karşısında Allah’ın koyduğu sınırları gözeten) ve muksıtîn (her işinde adalet üzere hareket eden) mümin insanlardan olmalıdır. Allah Teâlâ Kuran’da bu vasıflara sahip insanları sevdiğini bize haber vermektedir.  Nefislerini İslam’a davet etmiş ve ona söz dinletmiş insanların diğer insanları çağırması ancak samimi bir karşılık bulabilir. Unutulmamalı ki  günahkârın sözü günahkâra tesir etmez!

‘Çağırıcılar’, insanları neye çağıracaktır? Öncelikle – الْخَيْرِ -‘hayra’. Hayr nedir peki? Hayır; Allah’ın emrettiği gibi iyi ve faydalı bir hayat yaşamak demektir ki, bu da ancak, kişinin nefsiyle mücadele edip ‘çağırıcıların’ vasıflarını kazanmasıyla mümkün olabilir. Nefsini ıslah edemeyen başkasını ıslah edemez.

‘Çağırıcılar’, ikinci olarak insanları – بِالْمَعْرُوفِbilma’rûfi– marufa çağıracaktır. Maruf nedir peki? Maruf; sınav için verilen hayatı Kuran’ın emir ve yasaklarına, sünnet üzere uyup, yaşamak demektir. Hayatında şeriatı olmayan başkasına şeriat emredemez.

‘Çağırıcılar’, üçüncü olarak, insanları الْمُنكَر – munkere karşı uyaracak, mümkünse engelleyecek. Nedir münker? Münker; nefse yenik düşüp İslam şeriatına aykırı bir hayatı yaşamaktır. Münker olan hallere, hal ile, kelam ile, el ile, mani olmak, hiçbir şey yapılamıyorsa münkere kalben buğzetmek, Allah’ın müminlerin üzerine yüklediği bir vazifedir. Nefsini haramlardan men edemeyen başkasını haramlardan men edemez.

Sonuç: İslam toplumu arasında, ferdi yahut resmi, insanları ‘emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker’ (iyiliği emredip kötülükten men etmeye çalışan) bir gurubun bulunması ümmetin üzerine bir mecburiyettir. (Farz-ı kifaye). Allah Teâlâ, ‘kelâm-ı kadimî’ olan Kuran ile insanları, cennetine çağırmaktadır. O’nun ‘çağırıcı’ vasfı kazanmış mümin kulları, -Hazreti Muhammed (sav)’in takipçileri olarak-, insanları, cennete çağırmakla vazifelidirler. Hep çağırılan olarak kalmak başarılı bir dünya hayatı yaşanmadığının kanıtıdır. Çağırıcı vasfı kazanmadan bu dünyadan ayrılanların sınav yeri olan dünyada ve sınavların sonucunun açıklanacağı ahrette sıkıntı yaşamaları kaçınılmaz olacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s