Home

417740_315454078501154_193201654059731_890258_1815701174_n

Hüküm Allah’ındır

وَلِلّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ يَغْفِرُ لِمَن يَشَاء وَيُعَذِّبُ مَن يَشَاء وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

“Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ındır. Kimi dilerse bağışlar, kimi dilerse azablandırır. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Âl-i İmran 129)

 

174. Fikir’de Müslümanlara Bedir Harbinde Meleklerle yardım edildiğini gördük. Aynı surenin 126-127. Ayetinde, “-Allah, bu yardımı size sadece müjde olması ve kalplerinizin bununla yatışması, kâfir olanların da bir kısmını yok edip veya perişan ederek ümitsizce geri dönmeleri için yapmıştı. Zafer, ancak Aziz ve Hâkim olan Allah katındandır.” buyrulmaktadır. Hadis kaynaklarına göre Hz. Peygamber, Uhud Savaşı sırasında Putperest Kureyş önderlerine beddua etti. Efendimiz, başı yaralı, dişi kırılmış vaziyette yerde yatarken, “Sadece kendilerini Rablerini tanımaya çağıran Peygamberlerine bunu yaptıktan sonra bu kişiler nasıl rahat edebilirler?” diye yakındı. Bunun üzerine yukarıdaki ayetler inzal oldu. Âl-i İmrân suresi 128. Ayette ise, Peygamberimize, “Senin bu hususta yapacak bir şeyin yoktur. Allah, ya onların tövbesini kabul eder veya onları cezalandırır…” uyarısı yapıldı.

Her işin akıbetini ve gerçek mahiyetini Allah Teâlâ bilir. Biz bir hadisenin tarafı olduğumuzda tam bir muhakeme ile vak’aya bakamaya biliriz. Fakat ilahi planda Allah şer gözüken işlerden nice hayırlar çıkarır. Nitekim Uhud’da Müslümanlara karşı savaşan kâfirlerden bir kısmının yüreğinde daha sonra iman ışığı doğmuş Allah da onlara tövbe nasip etmiştir. İslam’ın büyük mücahitlerinden Halid bin Velid bu yüce zâtlardan biridir. Bu ayeti kerimeler bize gösteriyor ki Müslümanlar doğru seçimler yapıp üzerlerine düşen vazifeyi yapmakla mükelleftirler. İmtihan sırrı gereği başlarına istenmeyen nice sergüzeştler gelebilir. Müslümanın muhatabı zalim biri de olsa ona beddua etmek yerine ıslahını istemek, merhamet, şefkat ve sevgi dini olan İslamın genel prensiplerine daha uygun bir davranış olacaktır. Zamanla birçok fenalığın öznesi durumundaki insanların düzelebileceğini kabul edip herkes için pozitif düşünmeli ve hayır dilemelidir. Kişinin eylemi ister olumlu olsun isterse olumsuz her şahısla ilgili kesin kararı Allah Teâlâ verecektir.

Sonuç: İnsanlara seçim yapma, tercihte bulunma yetkisi verilmiştir. İnsanla ilgili ilahi hükümler insanın seçimlerine göre şekillenir. Manava girip karpuz isteyene manav kavun vermez. Manav, hükmü, müşterinin talebine göre verir. Efendimizin yahut diğer peygamberlerin vazifesi Allah’a kulluk etmek ve ilahi emirleri insanlara tebliğ etmektir. Hüküm Allah’ındır. Allah’ın emri olmadan kimse cennete yahut cehenneme gitmez. İnsanlara seçimlerine göre ebedi yaşayacağı yeri Allah tayin edecektir. Ayetlerde bildirildiği üzere, unutulmaması gereken kural şudur: “Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.” İman edip seçimlerini Allah’ın istediği gibi yapan ve ahlakını düzelten insan, Ebu Cehil de olsa, bağışlayan ve esirgeyen Rabbini yanında bulur.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s