Home

040720130045177449130

Yardım et, öfkeni yut ki, Allah seni sevsin!

الَّذِينَ يُنفِقُونَ فِي السَّرَّاء وَالضَّرَّاء وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ

“Öyle muttakîler ki, bollukta da darlıkta da infakta bulunurlar. Öfkelerini yutar ve insanların kusurlarını affederler. Allah teâlâ ihsan edenleri sever.” (Âl-i İmran 134)

Yine Âl-i İmran suresinin 135 ve 136 ayetlerinde ‘Muhsinlerle’ ilgili şu değerlendirmeler yer almaktadır: “Onlar, çirkin bir iş yaptıkları yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki Allah’tan başka günahları kim bağışlar- ve bile bile işledikleri günah üzerinde ısrar etmeyenlerdir.”; “İşte onların mükâfatı Rab’leri tarafından bağışlanma ve içinden ırmaklar akan cennetlerdir. Orada ebedî kalacaklardır. Allah yolunda çalışanların mükâfatı ne güzeldir!”

Bollukta ve darlıkta muhtaçları gözeten, insanların kusurlarını affeden kimselerin kalbinde gerçekten kâmil bir iman vardır. Onların sıfatı ‘muhsin’dir, amelleri ihsandır, gidecekleri yer, Cennettir. Onlar, kendilerinin ihtiyacı olsa da başkasını gözeterek örnek bir mü’min davranışı ortaya koyan kimselerdir.

Kuran’ın muhtelif ayetlerinde bu yüksek şahsiyetli kimselerle ilgili olarak şu tespitler yapılmaktadır: ‘İyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Allah’ın rızasını gözeterek yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözünü yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır.’

Ayette geçen ökeyi yenmek, öfkeyi kontrol etmek, hepimiz biliyoruz ki, hiç de kolay değildir. İşte o muhsin olan mü’minler öfkelerini yenebilen kimselerdir. Eşimiz, çocuklarımız, mesai arkadaşlarımız, iş yaptığımız insanlar, hatta müşteriler, canımızı sıkan davranışlarda bulunabilir. Oy verdiğimiz partiye karşı olan biri bizi çileden çıkaran acımasız sözler söyleyebilir, öfkenin sebebi ne olursa olsun, işte o tahrik anında öfkesini yutan, karşısındakine sesini yükseltmeyen, ona hakaret etmeyen, işi daha ileri götürüp şiddet uygulamaya kalkmayan insan, gerçekten karakter sahibi örnek bir insandır.

Her insanda tahrik altında açığa çıkan açgözlülük, hırs, cimrilik, bencillik, kibir, kin, nefret, düşmanlık, kızgınlık, kıskançlık vb. duygular vardır. Bu duygular öfkeden beslenir, yardım yapılmasını, dostluk kurulmasına mani olur. Öfkeyi besleyen duygular kötülüğün, şeytani olanın da kaynağıdır. İslam ahlakı bu kötü duyguları ıslah etmeyi hedefler. İslam tasavvufunun eğitim metodunda da ilk basamaklarda işte bu kötü duyguların ıslahıyla uğraşılır. (Nefs-i emmare seviyesinden, Levvame seviyesine geçiş)

Sonuç: Varlık Allah’ındır. Mü’min kimseler müspet hareket etmekle emrolunmuşlardır. Öfke ökeyi çeker, aklı karartır, fesadı köpürtür. İyilik ise iyiliği celp eder. Öfkenin sonucu nefret, düşmanlık, iyiliğin meyvesi sevgidir, saygıdır. Muhsin mü’minlerin iyilik anlayışı, evrenseldir; bütün insanları ve tabii varlıkları içine alır. Namaz ve benzeri ibadetler mü’minlerin şahsı görevleridir, asıl kulluk, infakta bulunmaktır, insanlara, hayvanlara şefkatli davranmak, öfke ve nefret söylemini benimsememektir.

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s