Home

can-stock-photo_csp14699016

İnsanlar bir ağacın meyvesidir!

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِي تَسَاءلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا

 “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden korkun. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.” (Nisâ 1)

 İnsan, orijinal, bir hilkat harikasıdır. Allah’ın yarattığı en şerefli varlık insandır. Yaratıcının varlığına inanmayanlar da kendi varlıklarından daha üstün bir varlığı kabul etmemekte, evrimleşerek bugünkü mükemmel düzeye geldiklerini düşünmekteler. Ancak bilimsel sanılan bu görüş çok iptidai bir görüştür. ABD’de yürütülen DNA çalışmalarının ortaya koyduğu gerçek şudur: İster gelişmiş toplumların bireyleri olsun isterse geri kalmış milletlerin bireyleri olsun, yahut ister kara derili olsunlar, isterse beyaz derili, insanların tamamı, yüzde doksan dokuz oranında, aynı yapı taşlarıyla inşa edilmişlerdir. Farklı olan, insanların duygu, düşünce, tutum ve davranışlarına rehberlik eden değerleridir. Bu bağlamda yeryüzünde zaman ve mekân içinde gözüken insan soyu, farklı ırk gurupları değildirler, diller (kültür ve medeniyet) etrafında kümelenmiş sosyal topluluklardır. (Kur’ân’ı kerim bu yapıya ‘kavim/ler’, demektedir.)

İnsan türünün atası Âdem ve Havva çiftidir. Bu ilâhî hakîkati kabul etmeyen inkârcıların fosiller üzerinden insanı hayvan türlerine örneğin maymuna bağlama çabası bir netice vermemiştir. (Ortada ciddi bir hipotez yoktur. İddialar bilim kılıklı sübjektif hikâyeler olarak kalmıştır.)

İnsan yüce bir sanattır; sahip olduğu yetenek ve kapasite türüne özgüdür. Konuşabilmesi, düşünebilmesi, yapabilmesi insanı diğer varlıklar karşısında açık bir şekilde farklı kılar. Kendisi de insan gibi bir yaratma eseri olan tabiatın eli insana ulaşamaz. O, Allah’ın isim ve sıfatlarının bir mazharıdır. İnsanın değeri Allah’tan geliyor. Varlık insana endeksli bir manadır. İnsan gelişir ve geliştirir. Öğrenir, öğretir. Varlığı geliştiren, dönüştüren ve medeniyetleri kuran, bu işle de görevli, insandır. Sadece o, bilim ve teknoloji üretmektedir ve bu özellik ona yüklenmiş ilâhî bir misyondur.

İnsandan bir hayvan türemediği gibi insan da bir hayvandan türemedi. Bütün fizik varlıkların neticesi topraktır. Fakat insanı ve diğer varlıklardaki manayı tabiatla izaha kalkışmak, bedeni, organları, duyuları, aklı, fikri, dili, tabiatın bir neticesi sanmak, gerçekten büyük bir ahmaklıktır. Kesin bilgi ilâhî hakîkattir ve oda şudur: Her varlık kendi cinsiden türediği gibi insan da insandan türemiştir. Kökü Âdem ve Havva olan insanlık, dalları dünyayı sarmış ve ahrete sarkmış eşi benzeri olmayan bir ağaçtır. Çürük olsunlar sağlam olsunlar, bütün insanlar bu ağacın meyveleridir. Aynı daldaki yapraklar yahut meyveler benzeri, akraba ve hısım olan insanların, bir biriyle olan yakınlığının muhafazası sosyal ve psikolojik varlıklarının temeli olarak önemlidir ve korunmalıdır. İnsan soyu yok olmaz, yok olacak olan dünyadır. İnsan dünyanın manası olduğu gibi ahretin de manasıdır. Sıfat değişir, yok olur fakat mana değişmez. İnsan: o bir sabitedir. Allah, insanı oyun ve eğlence olsun diye yaratmadı, ona yüklenen kabiliyetler boş yere yüklenmedi. İnsan, ilahî isimlerin göstericisi olan tek varlıktır. İnsan ruhu, ilâhî bir nefhadır ve insan, Allah teâlâyı bilmek ve O’nun muradını/iradesini gerçekleştirmekle görevlidir.

Rabbimiz âyetin sonunda yüksek mahiyetli bir varlığı olan insanı gözetlediğini de haber vermektedir. رَقِيبًا kelimesi gözetleyen, demektir. Yine Ahzâb suresi 52. Âyette de ‘Allah her şeyi gözetler.’ İfadesi yer almaktadır. Her iki âyette geçen رَقِيبًا gözetlemek fiili Allah’ın insana ve insanın fiiline verdiği değerin bir başka göstergesidir.

Sonuç: Kur’an varlığın Allah tarafından yaratıldığını bize açıkça bildirmiştir. Yaratma sürecinin nasıllığı hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Sürülmeye de devam edecektir. Fakat şu hakikat değişmeyecektir: Allah’ın gözetlediği insan koruma altındadır. Allah teâlâ insanla neyi murat ettiyse o vaki oldu ve olacaktır. Şahsi özgürlüğünü kullanıp bu durumun farkına varan ve ilahî iradeye uygun davranan insan cennete girecek aksi durumdaki insansa cehenneme girecek ve her ikisi de ebedilik elde edecektir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s