Home

dur

Günahta ısrar bir itaatsizlik ve saygısızlıktır

إِن تَجْتَنِبُواْ كَبَآئِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَنُدْخِلْكُم مُّدْخَلاً كَرِيمًا

“Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.” (Nisâ 31)

İslam dininin temel kaynakları olan Kur’ân ve Sünnetin suç saydığı fiillere günah denilmektedir. Günahaları yaşama şekli hâline getirmek Yaratıcıya karşı bir itaatsizlik ve saygısızlıktır. Pişmanlık duyulmamış günahlar cezayı gerektiren birer cürümdür. Zina etmek, içki içmek, haksız yere bir insanı öldürmek yasaklanmış büyük günahlardandır. Yine namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, Allah’ın birer emridir, bu emirleri yerine getirmemek de günahtır.

Her günah insanın şeref ve haysiyetinden birşeyler götürür. Âyetin sonunda yer alan كَرِيمًاkerîmâ(n) sıfatına iyi-şerefli manaları verilmiştir. Allah insanı şerefli bir varlık olarak yaratmış ve insana daimi ikameti için şerefli Cennet’ini layık görmüştür.  Büyük günahlardan sakınmak ve iyi ameller yapmak şerefli insanların fiilidir ve bu karattaki adamların gideceği yer de şerefli Cennet’tir. Günahları içselleştiren, imansız, tövbesiz ölüp gidenlerin amellerinin, şereflerini taşıyamamış insanların fiili olarak, onları ulaştıracağı yer ise Cehennem olacaktır.

Küçük günahları küçümsemek onları büyük günah seviyesine çıkarmaktadır. Mesela: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da fetvasına göre, sigara içmek haramdır. Fakat ekseri Müslüman bu illeti basit bir günah saymakta ve uzun yıllar sigara içmekte bir beis görmemektedir. Sonuçta küçük görülen sigara günahı bedende kanser oluşumuna yol açmaktadır. Allah’ın hoşnut olmadığı bir fiili sıradanlaştırmak nasıl dünyada büyük sonuçlar doğurmaktaysa, ahrette de sonucu/cezası büyük olacaktır.

İslam dininin yasakladığı tutum ve davranışların insana bakan yönü himayedir.  Yapın yapmayın emirleri bir kulluk sınaması olduğu kadar fertlerin ve toplumun maddî ve manevî varlığının korunması gibi başka büyük sonuçları da vardır. İçki içmeyin, zina etmeyin diyen bir dinin amacı ferdi korumaktır. İçkinin ve zinanın  yaygınlaştığı bir toplumda aile hayatı kalır mı? Sağlıklı bir çocuk büyütmenin imkanı olur mu? Aile düzeni bozulunca toplum düzeni sağlam kalır mı?  Can, mal ve ırz emniyetinin olmadığı bir toplumda sosyal ve ekonomik istikrar olabilir mi?

Unutmamalı ki, iyilikler ve kötülükler çığır açarlar; iyilikler ve kötülükler sâridir; mücadele edilmeyen bir kötülük bulaşıcı mikrop gibi topluma yayılır. Evde içki içen bir babanın, eşi-oğlu-kızı da içki içebilir. Ailece içki içen insanlar akraba ve komşularının da kendileri gibi olmasını isterler. Bu yüzden mü’minlerin, kendi nefislerine karşı ve diğer insanlara karşı iyiliği emretmek ve kötülükten men etmek gibi görevleri bulunmaktadır.

Dünya hayatının güzelliği, sosyal hayatın parıltıları, birçok insanın nefsini çelmektedir. Gözleri neon ışıklarında asılı kalanlar hayatı sadece dünya hayatından ibaret saymakta, zamanla günah kavramına da yabancılaşmaktadırlar. Pozitivizmin insanlığa yaptığı en büyük kötülüklerden biri Ahret şuurunu zayıflatması olmuştur. Kapitalizm ise, dünyayı yüceltip dünyevî güç ve iktidar için her yolu mubah sayarak insanlara bir başka büyük kötülük yapmıştır.

Kur’ân’da ve Hadislerde büyük küçük çeşitli günahlar sayılmıştır: Allah’a ortak koşmak (Şirk), adam öldürmek, sihir yapmak ve yaptırmak, farzları, mesela namazı ve zekâtı terk etmek, özürsüz ramazan orucunu tutmamak, mali gücü olmasına rağmen hacca gitmemek, ana-babaya karşı gelmek, akrabalarla bağı kesmek, zina ve livata fiilini işlemek, faiz alıp vermek, tefecilik yapmak, yetimin malını yemek, din adına yalanlar uydurup yaymak, dedi-kodu etmek, savaş alanından kaçmak, kin gütmek, kibirli davranmak, gösteriş yapmak, iyiliğini başa kakmak, yalancı şahitlik etmek, içki, sigara ve diğer uyuşturucuları içmek/kullanmak, kumar oynamak, kadına erkeğe iftira atmak, hırsızlık yapmak, yalan yere yemin etmek, rüşvet alıp vermek, komşusuna ve vatandaşlara eziyet etmek, adaletsizlik yapmak, intihar… vb. günahlar, insanları adeta bir atmosfer gibi kuşatmış durumdadır.

Sonuç: Efendimizin buyurduğu gibi: “Âdemoğlunun hepsi günah işler. Günah işleyenlerin en hayırlısı ise tövbe edenlerdir.” Günahını önemsiz görmeyen, yaptıklarından dolayı kendini kınayan insan pişmanlık duyuyor, demektir. Bu fıtrı bir tövbedir. Fakat dil ile gönlü birleştirmek, günahı terk etmek için ciddi çaba sarfetmek da şarttır.

Necim suresi otuz bir ve otuz ikinci âyetlerde şu müjde verilmektedir: “Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır ki O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayâsızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir. Doğrusu Rabbinin bağışı boldur. Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenin halinde iken sizleri çok iyi bilen O’dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O, sakınanı çok iyi bilir.”

Enfâl suresi yirmi dokuzuncu âyette ise yine şu uyarı yapılmaktadır: “Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir.”

M. Talat Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s