Home

beceriksizlik

Dava ile sultan olsan ne fayda!

إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُكُمْ أَن تُؤدُّواْ الأَمَانَاتِ إِلَى أَهْلِهَا وَإِذَا حَكَمْتُم بَيْنَ النَّاسِ أَن تَحْكُمُواْ بِالْعَدْلِ إِنَّ اللّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُم بِهِ إِنَّ اللّهَ كَانَ سَمِيعًا بَصِيرًا

“Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (Nisâ 58)

‘İnna(A)llâhe yemurukum/ Allah size emreder…’ Âyetin bu ifadeyle başlaması işin önemine dair mühim bir uyarıdır. Allah ne emretmektedir? ‘en tu-eddû-l-emânâti ilâ ehlihâ/ emanetleri ehline vermenizi.’

İslam dininde emanet tevdi edilecek işte kişinin meslekî ve ahlakî yeterliliği şarttır. Hükümet işleri ehliyetli kimselere tevdi edilirse millet ve devlet emniyet, huzur ve refah içinde yaşar; tarla ehline verilirse kaliteli ürün yenilir; kuzular doğru çobana teslim edilirse kuzuları kurt kapmaz; baskı makinası ustasına verilirse basılan iş pırıl pırıl olur; fabrikadaki makineler ehli ustalara emanet edilirse kaliteli üretim gerçekleşir; hasta ehli doktora teslim edilirse Allah’ın izniyle şifa bulur; öğrenciler liyakatli öğretmenlere tevdi edilirse nesiller bilgi ve ahlaki değerlerle süslenir; mahkemeler ahlaklı ve ehliyetli hâkim ve savcılara bırakılmazsa adalet tahakkuk etmez; üniversitelerde ve mabetlerde ilimleriyle amil hocalar bulunursa her insana iyilik ve güzellik isabet eder… İşler ehline verilmezse hükümete, tarlaya, kuzulara, baskı ve üretim makinalarına, hastalara, öğrencilere, hak sahiplerine, camilere, üniversitelere ihanet edilmiş olur.

‘ve-iżâ hakemtum beyne-nnâsi en ta hkumû bil’adli/ (Allah) insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.’ Hükmetmek; karar vermek ve yönetmek demektir. Eğer işlerin başına liyakatli kimseler getirilmezse insanlar arasında işlerin adaletle yürütülmesi de mümkün olmayacaktır. Kanun devleti olmak başka şey adaletle hükmetmek başka bir şeydir. Adaletle hükmedecek insanların işlerin başında olması iyiliği ve huzuru temin eder. Mazlum zalimden hakkını alırsa ve bunu da adaleti elinde tutan sağlarsa yerine getirilmiş adalet aynı zamanda mülkün devamını da bir nevi garantilemiş olur. Yani asıl sigorta adaletle iş görmektir.

‘inna(A)llâhe ni’immâ ye’izukum bih(i)(k) inna(A)llâhe kâne semî’en basîran/ Allah size ne güzel öğüt veriyor. Allah mutlaka her şeyi işiten ve her şeyi görendir.’ İnsanoğlunu anlamak gerçekten zordur, Allah ki, öğüt veriyor peki neden ilahî öğüt tutulmuyor? Allah’ı dinlemeyen kimi dinlemektedir?!

Sonuç: Allah Teâla en büyük mürşid ve en büyük öğretmendir. Her işte yetkinin becerikli ve ehil kimselere verilmesini emrederek bir sosyal kanunu daha bize öğretmektedir. Bu kanuna uyarak iş yapanların şahsî hayatları, aile hayatları ve vatanları selâmette olur. Aileler ve devlet her iş için ehliyetli insan yetiştirmeye mecburdur. Milliyetçilik, vatanperverlik ve dindarlık, aslında vasıflı ve ahlaklı nesiller yetiştirmek demektir. Düşünmeliyiz ki kendi şahsî sorumluluğunu taşıyamayan bir insan, milletin ve devletin herhangi bir hizmetinin sorumluluğunu nasıl hakkıyla taşıyabilecektir? Bir meslekte kabiliyet kazanmamış adalet duygusu gelişmemiş insana hangi iş tevdi edilirse edilsen, o işin başarısızlıkla sonuçlanması mukadderdir. Âşık Sümmanî bir şiirinde mevzuyu şu şekilde özetlemiştir:

Arabî Farisî dilin olmasa

Bülbüle münasip gülün olmasa

Elbet bir meslekte elin olmasa

Dava ile sultan olsan ne fayda.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s