Home

3333jpg-728x728

Darlık ve sıkıntının kıymetini bilmek!

وَلَقَدْ أَرْسَلنَآ إِلَى أُمَمٍ مِّن قَبْلِكَ فَأَخَذْنَاهُمْ بِالْبَأْسَاء وَالضَّرَّاء لَعَلَّهُمْ يَتَضَرَّعُونَ

“Şüphesiz senden önceki ümmetlere peygamberler göndermiş, yalvarıp yakarsınlar diye onları darlık ve sıkıntıya sokmuştuk.” (En’âm 42)

 Sözlük anlamı itibariyle darlık, daha çok maddî imkânların eksikliğini; sıkıntı ise ruh ıstırabını ifade eder. Ebedî cennet yaşantısında darlık ve sıkıntı yoktur; fakat cennete hazırlık yeri olan dünyada darlık ve sıkıntı en önemli sınav soruları arasında yer almaktadır. Darlığın sıkıntının pek çok sebebi olabilir. Açık olan şudur: Peygamberler dahil, yer yüzüne gelen her insan, ister bir kral olsun ister sıradan bir insan; ister zengin biri olsun ister fakir biri, ister mümin bir kul olsun ister kâfir bir kul; maddî-manevî sıkıntı çekmeden kimse bu dünyadan ayrılamaz. Mümin kimseler, darlık ve sıkıntının, Allah’a samimi sığınmak için bir vesile olduğunu bilirler. Darlık ve sıkıntı zuhur edince sabrı ve tevekkülü seçerek, huzur-u kalple Hakk’a yönelip, rıza-ı ilahiye talip olup, sınavı kazanmaya bakarlar.

Bunalma, memnuniyetsizlik, somurtma, dertlenme, rahatın kaçması, içe kapanıklık, hayata karşı bıkkınlık, değer verilen şeylerin değersizleşmesi vs. halleri yaşamayan insan varmıdır? İnsanın parası her şeye yeter sanılır; fakat nice zengin kimseler vardır ki dünyanın en mutsuz insanı onlardır!

İnsan, aynı zamanda kibirli ve bencil bir varlıktır; onun kibrini kıracak, bencilliğini ezecek, ona aczini gösterip Rabbine yöneltecek, darlık ve sıkıntının varlığıdır. İnsan, bazen zulme maruz kalır, bazen zulmün öznesi olur. Bazen tabiat harekete geçer; içinde asude  hayatlar yaşanılan evler toprak seviyesine iner! Bazen seller, yangınlar, tsunamiler baş verir, darlık ve sıkıntı, karabulutlar gibi, nice insanın başına çöker. Gün olur kişi kendini hastane koridorlarında bulur; bîtab ve umutsuz. Vakt olur, bir trafik kazasıyla savrulur hayatlar. Nice, nice sıkıntılar dolaşıp durur etrafımızda, hava gibi, su gibi… Bazen; anamızın, babamızın, kardeşimizin; bazen oğlumuzun, kızımızın; bazen eşimizin, hısım akrabamızın, konu komşumuzun; bazen milletin-ümmetin dertleriyle dertlenir, darlıklarıyla darlanır, sıkıntılarıyla sıkıntılanırız.

Oysa darlık ve sıkıntı, nefse bir çeki düzen vermek için kişiye sunulmuş bir imkân ve bir fırsattır. Darlığın ve sıkıntının kıymetini bilmek ise ferasettir. Darlık ve sıkıntı, samimi duaya kapı açar. Furkan suresi yetmiş yedinci âyette şöyle buyurulmaktadır: “(Ey Resulüm!) De ki: Eğer duanız olmasa, Rabbim size ne diye ehemmiyet versin?”; Araf suresi iki yüz beşince âyette ise Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam zikret ve sakın gafillerden olma!” uyarısı yapılmaktadır.

Sonuç: Rabbimizin Kâbız ve Bâsıt isimlerinin tecellileri her ân caridir. Öyle bir yerdir ki bu dünya, kimi onun refah sarayında neşeli kahkahalar atarken, kimi de darlık evinin hüzün yağmurlarında ıslanır. Dünyanın tabiatı öyledir ki, hiçbir işi bir kararda kalmaz; mevsimler gibi, insanın halleri de halden hale evrilir durur. Bunu fark eden ve hikmetine muttali olan insan darlık ve sıkıntının mümin kimseleri Allah’a yönlendirdiğini bilir ve onlara kıymet verir. Nitekim İbrahim Hakkı Hazretleri Tefviznâme’de tam da bu konuyu anlatır. Ünlü şiirinin bir-iki kıtası şöyledir:

Her kuluna her ânda/ Geh kahr ü geh ihsânda/ Her ânda o bir şanda/ Mevlâ görelim neyler/ Neylerse güzel eyler… Geh bây eder geh miskîn/ Geh Hurrem ü geh gam-gîn/ Geh şâh ü gehî sengin/ Mevlâ görelim neyler/ Neylerse güzel eyler… Nâçâr olacak yerde/ Nagâh açar ol perde/ Dermân eder ol derde/ Mevlâ görelim neyler/ Neylerse güzel eyler/… (M. Talat Uzunyaylalı)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s