Home

image

İmana zulüm karıştırmak!

الَّذِينَ آمَنُواْ وَلَمْ يَلْبِسُواْ إِيمَانَهُم بِظُلْمٍ أُوْلَئِكَ لَهُمُ الأَمْنُ وَهُم مُّهْتَدُونَ

“İman edenler ve imanlarını zulümle karıştırmayanlar, işte güvenlik onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.” (En’âm 82)

Üsteki âyette geçen ‘bizulmin’ kelimesinin kökünden türetilmiş 315 kelime Kur’ân’da yer almaktadır. İfadenin geçtiği âyetlere baktığımızda en nihâyetinde kişinin ‘Hakkı hak bilip Hakka ittiba etmemesinin, batılı da batıl bilip, batıldan içtinap etmemesinin’ bir büyük zulüm olduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır.

Âyetlerde geçen şekliyle şu tür işleri yapanlar zalim kimselerdir:

-Allah’a şirk koşmak en büyük zulümdür;

-Bir tanıklığı gizleye kimse zalimdir;

-Yalan düzerek Allah´a iftira eden yahut O´nun âyetlerini yalanlayan zalimdir;

-İlim dışı ifadelerle insanları kandırmaya çalışan zalimdir;

-Allah´ın âyetlerini yalanlayıp onlardan yüz çeviren zalimdir;

-Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatıldığı halde, ondan yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutan zalimdir;

-Hakkı/doğruyu yalanlayan ve ondan yüz çeviren kişi zalimdir;

-Allah’a teslim olmayan kişi zalimdir;

– Yahudileri ve Hıristiyanları gönül dostları edinen kimse zalimdir;

-Kur’ân hakkında ileri geri konuşan kimse zalimdir;

-Kendi arzusuna uyarak konuşan ve yaşayan kişi zalimdir;

-Haramları yapmak kişi için bir zulümdür;

-Allah’tan başka ilâh olduğunu söylemek yahut buna inanmak zalimliktir;

-Allah´ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.

– Yalan yere şahitlik yapanlar zalimdir;

-İnsanlara, ‘Hadi Allah varsa şunu yapsın, bunu yapsın’ diyenler zalim kimselerdir;

-Yalancı peygamberlik iddiasında bulunanlar, ‘bana da vahye diliyor!’ diyenler, zalimdir;

-Nesneleri ve şahısları kutsallaştıranlar zalimdir;

-İmana karşı inkârı tercih eden kimse, -kişinin en yakını da olsa- zalimdir;

-Toplumda müminlerin birliğini ve itikadını bozacak fitneleri yayan kimse zalimdir;

-Allah’tan başkasından isteyen, yalvarıp yakaran kişi zalimdir;

-Yalancı kimse zalim kimsedir; hele Allah, peygamber ve Kur’ân’a dair yalan uydurup yayan gerçek bir zalimdir;

-Allah’ı, ahreti, cenneti ve cehennemi, hesap vermeyi inkâr eden kişi zalimdir;

– Kur’ân’a çağıranlara ileri geri söz söyleyen zalimdir;

-Resulün yolundan ayrı kendine yol tutan zalimdir;

-Birisi Allah’ın âyetini inkâr ederse o bir zalimdir;

-Zalim sapıklık içindeki kimsedir;

-Hayra önem vermeyen kişi zalimdir;

-Haktan gayrısıyla birbirini motive etmeye çalışan kimse zalim kimsedir;

– Zalimler birbirinin dostudur;

-Günahlarından tövbe etmeyen kişiler zalimdir;

-Zalimler ölümden korkar, onu temenni etmezler;

-Yok edilen kavimlerin yok olma sebepleri ürettikleri çeşitli zulümleridir;

-Zalimlere peşin gelmeyen ceza onların tövbe etmeleri için bir fırsattır;

-Allah, kullara asla zulmedici değildir; bu, kendi ellerinin üretip önden gönderdiği yüzündendir;

-Her kötülük bir zulümdür;

-Allah’tan başkasına olan her teveccüh bir zulümdür;

-İlahî kelâmı tahrif büyük bir zulümdür;

-Kadının, erkeğin, çoluk-çocuğun, konu-komşunun, hısım-akrabanın hakkına hukukuna tecavüz zulümdür;

-Faiz alıp vermek zulümdür;

-Kamu malını, emaneti şahsı için kullanmak, rüşvetle iş yapmak vb. haller hep birer zulümdür;

-İnkâr edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacak;

-Ölçüde tartıda hile yolunu tutan kimse zalim kimsedir;

-Servet şımarıklığı da kişi için bir zulmüdür; şükrü ödenmemiş servet kişiyi cehenneme çeker;

-İnsanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere taşkınlıklar yapan zalimdir;

-Masum bir insan öldüren, yetim kimselerin malını yiyen zalimdir. Vb.

          İman ettikten sonra duygu, düşünce, tutum ve davranışlarında gözüken hatalar kişinin iman yoluyla kazandığı İslâmî kimliğine karşı işlediği bir zulmüdür. Bir bardak süte bir damla siyah mürekkep damlatılsa, yahut yemeğe fazla tuz konulsa ya da bala sirke katılsa bu gıdaların her birinin vasfı bozulacak ve kusurlu birer gıdaya dönüşecektir. Mümin kimseler de eğer namaz kılmaz, oruç tutmaz, helale-harama dikkat etmezler, içki, kumar, fuhuş vb. fena haller fiillerinde gözükürse, imanlarına zulüm pisliğini bulaştırmış, süte kara çalmış olurlar.

          Yahut; kişinin ümmet fikrini yitirmesi, akrabayla ilişkisini kesmesi, fakirleri-yetimleri, muhacirleri gözetmemesi, hep birer zulümdür. Böylesi mümin kişinin imanı yaptığı fenalıklarla kuşatılır; o kişinin imanı artık emniyet içinde değildir; onlar gerçekte hidayete de ermiş sayılmazlar. Çünkü kötülüklerini tövbe ile silmemiş, ömürlerini gaflet içinde tamamlamışlardır. Tövbe etmeden ise salih bir kul olmanın imkânı yoktur. Salih bir mümin olmadan da gerçek bir amel yapılamaz. Sırat-ı müstakim üzere hareket edenler işte bu salih kimselerdir.

          Sonuç: Bu çağda imanı muhafaza etmek en büyük bir mesele kabul edilmelidir. Mümin kimseler sırat-ı müstakim üzere değillerse eğer imanları tehlike altında demektir. Kim bir zulümden sonra tövbe eder ve halini samimi olarak düzeltirse, kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul edeceğini vadetmiştir. Allah çok affedici, çok merhametlidir. En büyük mesele imanın selametidir; hataların, zulümlerin farkına varmalı ve derhal tövbe istiğfar etmelidir ki iman selâmette olsun.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s