Home

kral-yanlis-yapmaz-1

Yönetici ‘hile’ ilişkisi üzerine…

وَكَذَلِكَ جَعَلْنَا فِي كُلِّ قَرْيَةٍ أَكَابِرَ مُجَرِمِيهَا لِيَمْكُرُواْ فِيهَا وَمَا يَمْكُرُونَ إِلاَّ بِأَنفُسِهِمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

“Böylece, her kentte ileri gelenleri, oranın suçluları yaptık ki, orada hileler çevirsinler. Halbuki bunlar, kötülüğü başkasına değil kendilerine yapıyorlar da farkına varmıyorlar.” (En’âm 123)

Âyetteki ‘karyetin’ ifadesi insanlarla meskûn yerler demektir. ‘Ekâbir’ ifadesi toplumun ileri gelenleri, yöneticileri manasındadır. ‘Mücrim’ ise suçlu, günahkâr kimseleri ifade eder. ‘Mekr’ de hile, oyun, düzen ve aldatmadır. İster politik kimlikli kimseler olsun ister sivil kimseler olsun, ekseri ileri gelen mücrim ve mekr ile sıfatlanmıştır. Yönetenin-yönetilenin, kamu imkanı kullanmanın olduğu yerde geçerli sosyolojik bir hakikattir: ‘Yalansız siyaset olmaz’, ‘dürüst adam siyaset yapamaz’, ‘rüşvetsiz iş alınmaz’ vb. yargılar durduk yerde oluşmamıştır. Bu yargıların toplumsal algıda belli bir yeri vardır.

Bu gün küresel düzeyde olsun, iç ve dış politika bağlamında olsun, siyaset ve ekonomiyle ilgili gerçekler doğruluk ve hakkaniyet üzerinden değil kitle iletişim marifetiyle oluşturulan ‘algılar’ üzerinden yürütülmektedir. Toplum, çıkarlar doğrultusunda oluşturulan fikirlerle şekillendirilmektedir. Modern insanın doğru-yanlış, adalet-zulüm, iyi-kötü algısı, gerçeklerden çok iletişim araçları üzerinden oluşturulan algıya tekabül etmektedir. Medya vasıtasıyla servis edilen bilgi akışı kontrollü/amaçlı bir bilgi akışıdır. Günümüzde ‘gerçek’ çıkara göre oluşturulmuş medya bilgisi demektir. Toplumun duygu, düşünce, tutum ve davranışı iletişim araçları marifetiyle kontrol edilmektedir.  Yönetici sınıf hiçbir çağda toplumu bu derece psikolojik operasyonlara maruz bırakmamıştır. Öyle bir aşamaya gelinmiştir ki,  şu yargı ileri sürülebilir: Kitle iletişim araçlarını kim kontrol ediyorsa ‘algıyı/gerçeği’ de o belirliyor! Çünkü politika ve sermaye çevrelerince yönetilen her kitle iletişim aracı bilgisi, belli ölçüde hile, oyun, düzen ve aldatma içerir.

Modern toplumda ‘kamu vicdanı’ oluşmaz, oluşturulur. Yanlış-doğru, yanlış anlama- doğru anlama, ‘yönetilen toplum’ algısının bir yansımasıdır. Modern siyasetçi ve yönetici kesim (üst bürokrasi ve kapital sahipleri) bakışını toplumsal gerçekler üzerinden çok şirket ve yönetici çıkarları üzerinden temellendirir. Özellikle kamu yönetimine talip olanlarca, seçim gibi demokratik süreçlerde ve yönetim süreçlerinde, verilen sözlerin ekserisi yerine getirilmez. İktidarda ise vaatçilik, çıkarcılık, yandaş kayırmacılığı, ihale fesatçılığı, yasaya ve mevzuata aykırı iş yapıp kılıfına uydurmacılık, yönetenlerde ve yönetenler vasıtasıyla kamu üzerinden çıkar sağlayan sivil kesimlerde görülen hilelerden bazılarıdır.

Sonuç: Nisa suresi elli sekizinci âyette şu uyarı yapılmıştır: Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.” 

M. Talât Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s