Cinler hakkında bir değerlendirme
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالإِنسِ أَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِّنكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ آيَاتِي وَيُنذِرُونَكُمْ لِقَاء يَوْمِكُمْ هَذَا قَالُواْ شَهِدْنَا عَلَى أَنفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُواْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُواْ كَافِرِينَ
“Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size ayetlerimi anlatan ve bugününüze kavuşacağınız hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? deyince onlar: Kendi aleyhimize şahidiz, derler. Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler.” (En’âm 130)
Kur’ân cin ve aynı mahiyetteki şeytanın varlığını açık bir şekilde bildirmiştir. ‘Cin’ kavramı üzerinde çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır: ‘Cin, cinnet, cinân, cennet, cenân ve cenin gibi kelimeler (örtülü) demektir. Cennet denilen yer, meyveler, çiçekler, kokular ile örtülü olduğundan, bu isim verilmiştir. Delilere, mecnun denilmesi de, aklının örtülü olduğu içindir. Arapça da geceye (cünn-i leyl) denir. Çünkü karanlık gün ışığını örtmüştür. Cin denilen mahlûklar da gözümüzden örtülü olduğu için, cin denilmiştir. Cin kelimesi cinnî isminin cem’idir. Cin, cinnîler demektir. Peri, Farsçada cin demektir.’
Kur’ân sorumlu varlıkları insan, cin-şeytan şeklinde ikiye ayırmıştır. Melekler ruhanî varlıklardır, fakat sorumlu değillerdir. Şeffaf varlıklar üçe ayrılmıştır: İyilik yapan hayırlılar ki bunlar meleklerdir. Kötülük yapan şerliler ki bunlar şeytanlardır. İyilik de kötülük de yapanlardır ki bunlar da cinlerdir. İnsanlar, cinleri açık şekilde görmezken onlar insanları açıkça görebilmektedir. Cinlerin insanlar gibi inananı inanmayanı vardır. İnsanlar, cinler, şeytanlar, melekler işlerini yürütecek enerjiye sahiptirler. İnsan bedeni katı ve sıvı maddelerden mürekkeptir. Bu yüzden kendini ve kendi cinsini, aynı özellikteki canlıları ve bitkileri görebilmektedir. Şeffaf varlıklar da kendi cinslerini tanır, görür ve iletişim kurarlar.
İnsan ve cin ilâhî vahye muhataptır; haliyle diğer varlıklara karşı bir üstünlükleri vardır. Modern çağda ruhanî varlıklara karşı bir tereddüt söz konusudur. Kimi bu çeşit varlıkları tamamen inkâr etmektedir. Cinleri zeki ve dahi insanlar, şeytanları da kötü kimseler görenler vardır. Oysa Zâriyât suresinin elli altıncı âyetinde, Allah, ‘İnsanları ve cinleri beni bilip itaat ve ibadet etmeleri için yarattım’ buyuruyor. Er Rahman suresi yetmiş dördüncü âyette ise cinlerin cennete gireceği bildirilmiştir. Yine yukarıdaki ayette olduğu gibi, Er Rahman suresinin otuz birinci âyetinde de ‘Ey insanlar ve ciniler!’ diye hitap edilmiştir.
Eski alimler cinlerle ilgili bazı bilgiler vermişlerdir: Cinlerin insanlara zarar verdikleri, yardım ettikleri, insanları isteklerine kavuşturdukları, çeşitli zamanlarda, birçok Müslüman ve kâfir tarafından görülmüş ve haber verilmiştir. Süleyman aleyhisselam emri ile iş gördükleri de malûmdur. Cinler yiyip içerler. Cin ve şeytanlar, hava gibi, en ufak yerden geçip insanın içine, damarlarına girebilirler. Cinlerin sayısı insanların on katından fazladır. Yani bugünkü hesapla 7 milyar insan varsa 70 milyar da cin vardır. Şeytanların sayısı ise bu ikisinin on katlarından fazladır. Meleklerin sayısı ise bu üçünün sayısının on katından daha çoktur. (Kaynak: Mahmûd bin Ahmedin, Aynî tarihi) Her insanın yanında kâfir bir cin arkadaşı vardır. Fakat, melekler, insanları bunların kötülük yapmalarından korurlar. Cinden peygamber görevlendirilmemiştir. İnsanın cin ile tanışması, arkadaş olması, kıymetli bir şey değildir, zararlıdır. Cinlerin din bilgisi ve diğer bilgileri pek azdır. Çabuk hareket ederler. Kibirlidirler, bu yüzden birbirleriyle de mücadele ederler. Cinler ateşten müteessir olmazlar. Cehennemlik olanları, Zemherîr’de, yani soğuk cehennemde azap görecektir. Cinden bilgi aldığını söyleyenlerden, falcılardan ve yıldıznâmeye bakıp sorulan şeylere cevap verenlerden uzak durmalıdır; onlar yalancıdır. Besmele çekmek, Ayet-el-kürsî, İhlâs, Mu’avvizeteyn ve Fatiha sürelerini okumak, insanı cinlerden muhafaza eder.
Sonuç: Ayetlerden anlaşıldığı üzere Allah, İslam’ı tebliği için, cinleri de Peygamberimize yönlendirmiştir. Cinler Peygamberimizden Kur’ân’ı dinlemiş ve öğrendiklerini tebliğ için kavimlerine gitmişlerdir. (46/29) Bu ayetten cinlerin insanlar gibi işittikleri ve kendi aralarında konuştukları, ayrıca belli kavimlere mensup oldukları anlaşılmaktadır.
Bir diğer âyette cinlerin de insanlar gibi duyu organlarına, akla, fikre sahip olduklarını anlamaktayız. (7/179)
Cinler Hz. Süleyman tarafından çeşitli işlerde işçe ve usta olarak kullanılmışlardır (34/12).
Cinler de insanlar gibi gaybı bilmemektedir. (34/14)
İnsanların olduğu gibi cinlerin de sınırları vardır; mesela yerde ve göklerde belli pozisyonların dışına çıkamazlar. Seyahatleri sınırlandırılmıştır. (55/33)
Cinler, hem kendi cinslerini hem de insanları etkileme özelliğine sahiptirler. (41/29)
Kimi insan toplumları cinlere-şeytanlara tapmışlardır. (34/41)
Cinler savaşta kullanılmıştır. (27/17)
Cinler eşya nakletme gücüne sahiptir. (27/39)
İnsanlar cin aklını da kullanabilirler. (17/88)
Şeytan cinlerdendir. (18/50)
Cinler de insanlar gibi Allah’a iftiralar atmıştır. (6/100)
M.Talât Uzunyaylalı
abi bu infoları kimden aldın?
BeğenBeğen
info ile neyi kastediyorsun?
BeğenBeğen
Görseli kas ediyorsan internetten….
BeğenBeğen