Allah tarafsız değildir!
وَإِذْ يَمْكُرُ بِكَ الَّذِينَ كَفَرُواْ لِيُثْبِتُوكَ أَوْ يَقْتُلُوكَ أَوْ يُخْرِجُوكَ وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللّهُ وَاللّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
“Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamak veya öldürmek yahut seni yurdundan çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar sana tuzak kurarken Allah da onlara tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.” (Enfâl 30)
Kur’an’da bu ayetin ifade ettiği manayı teyit eden daha başka ayetler de vardır. Kur’an’a bütüncül bakıldığında, Allahü Tealâ’nın, hadiseler karşısında, haşa, bir seyirci olmadığı, olaylara müdahale ettiği görülmektedir.
Ayette geçen “veyemkuru(A)llâh(u)(s) va(A)llâhu ḣayru-lmâkirîn(e) / Allah da onlara tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.” ifadesi ilahi müdahalenin varlığını göstermektedir. Allah’ın Müslümanlardan yana olduğu ve onlara ‘yardım’ ettiğiyle ilgili birkaç ayet şöyledir:
- “Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin…” (2/45);
- “Göklerin ve yerin Hükümdarlığının Allah’a ait olduğunu bilmez misin? Allah’tan başka dost ve yardımcınız yoktur. (2/107);
- “Sizden önce gelenlerin durumu sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mı zannettiniz? Peygamber ve onunla beraber müminler: Allah’ın yardımı ne zaman? diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı; iyi bilin ki Allah’ın yardımı şüphesiz yakındır.” (2/214);
- “…Sen Mevlamızsın, kafirlere karşı bize yardım et.” (2/286);
- “Karşı karşıya gelen iki topluluğun durumlarında sizin için ibret vardır; biri Allah yolunda savaşanlardır, diğeri, inkarcılardır ki, bunlar karşı tarafı gözleriyle kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Bunda görebilenler için ibret vardır.” (3/13);
- “And olsun ki, siz düşkün bir durumda iken, Bedir’de, Allah size yardım etmişti; Allah’tan sakının ki şükredebilesiniz.” (3/123);
- “İnananlara: Rabbinizin size gönderilmiş üç bin melekle yardım etmesi size yetmeyecek mı? diyordun. Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar de hemen üzerinize gelirlerse Rabbiniz size, nişanlı beş bin melekle imdat edecektir.” (3/125);
- “Allah bunu, ancak size müjde olsun ve böylece kalpleriniz yatışsın diye yapmıştır. İnkar edenlerin bir kısmını kesmek veya ümitsiz olarak geri dönecek şekilde bozguna uğratmak için gereken yardım, ancak güçlü ve Hakim olan Allah katından olur.” (3/126);
- “Mevlanız Allah’tır. O, yardımcıların en iyisidir. (3/150);
- “Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur; eğer sizi yardımsız bırakıverirse, O’ndan başka size yardım edecek kimdir? İnananlar yalnız Allah’a güvensinler.” (3/160);
- “Senden önce nice peygamberler yalanlandı ve kendilerine yardımımız gelene kadar yalanlanmalarına ve sıkıştırılmaya katlandılar…” 6/34);
- “Musa milletine: Allah’tan yardım dileyin ve sabredin; yeryüzü şüphesiz Allah’ındır, kullarından dilediğini ona mirasçı kılar; sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır, dedi.” (7/128);
- “Yeryüzünde az sayıda olduğunuz ve zayıf sayıldıgınız için insanların sizi esir olarak alıp götürmesinden korktuğunuz zamanları hatırlayın. Allah, şükredesiniz diye sizi barındırmış, yardımıyla desteklemiş, temiz şeylerle rızıklandırmıştır.” (8/26);
- “Seni aldatmak isterlerse, bil ki şüphesiz Allah sana kafidir. Seni ve inananları yardımıyla destekleyen, kalplerini uzlaştıran O’dur. Eğer yeryüzünde olan her şeyi sarf etsen bile, sen onların kalplerini uzlaştıramazdın, ama Allah onları uzlaştırdı. Doğrusu O güçlüdür, hakimdir.” (8/62);
- “Allah’ın yardımı sana ve sana uyan müminlere yeter.” (8/64);
- “And olsun ki Allah size birçok yerlerde ve çokluğunuzun sizi böbürlendirdiği fakat bir faydası da olmadığı, yeryüzünün geniş olmasına rağmen size dar gelip de bozularak arkanıza döndüğünüz Huneyn gününde yardım etmişti.” (9/25) ;
- “Ona (Muhammed’e) yardım etmezseniz, bilin ki, inkar edenler onu Mekke’den çıkardıklarında mağarada bulunan iki kişiden biri olarak Allah ona yardım etmişti. Arkadaşına (Ebu Bekir’e) ‘Üzülme, Allah bizimledir’ diyordu; Allah da ona güven vermiş, görmediğiniz askerlerle onu desteklemiş, inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Ancak Allah’ın sözü yücedir. Allah güçlüdür, hakimdir.” (9/40);
- “Göklerin ve yerin hükümranlığı elbette Allah’ındır; dirilten ve öldüren O’dur. Allah’tan başka dost ve yardımcı yoktur.” (9/116);
- “Öyle ki, peygamberler ümitsizliğe düşüp, yalanlandıklarını sandıkları bir sırada onlara yardımımız gelmiştir. Böylece, istediğimizi kurtarırız. Azabımız suçlu milletten geri çevrilemeyecektir.” (12/110);
- “Sabret, senin sabrın ancak Allah’ın yardımıyladır; onlara üzülme, kurdukları düzenlerden de endişe etme.” (16/127);
- “Bunun ardından sizi onlara galip getireceğiz; mallar ve oğullarla size yardım edecek ve sizin sayınızı artıracağız.” (17/6)… Vb.
Sonuç: Malum olduğu üzere; Mekke kafirleri Efendimiz Hazretlerini öldürmeye karar vermişlerdi. Efendimiz, Hazreti Ebubekir ile birlikte Mekke’den Medine’ye hicret etmek üzere gizlice yola çıktı. Bu zorlu yolculukta takip edildiler ve üç gün boyunca “Sevr” mağarasında kaldılar. Efendimizi takip eden Mekke’nin şerlileri Sevr mağarasının girişine kadar geldiler. Hazreti Ebu Bekir onların mağaraya girip kendilerini göreceğinden endişe etti. Fakat Allah’ın indirdiği sekine ile yürekleri sükunet buldu. Efendimiz Hazreti Ebubekir’e şöyle dedi: “…lâ tahzen inna(A)llâhe me’anâ…/…Üzülme, Allah bizimle beraberdir…” (9/40). Evet; Allahü Tealâ müminlerle beraberdir; O, fiillerimiz ve dualarımızla Yüce Varlığından yardım istemeyi ve yardım göreceğimizi bize öğretmiştir.
M.Talat Uzunyaylalı