Home

du

Dünya güzel, ahret uzak ya da yok!

ذٰلِكَ بِاَنَّهُمُ اسْتَحَبُّوا الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِۙ وَاَنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ

“Şundan dolayı ki, onlar, dünya hayatını ahiret üzerine tercih edip sevmişlerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Nahl 107)

 

Dünya fani ahret bakı; fani bir hayatı baki bir hayata tercih etmek akıl karı mıdır? Ne var ki insan fani olana bakiymiş gibi derinden tutunabilmektedir. Bunun öncelikli bir nedeni beş duyunun tabiatla yakın ilişkisidir. Hisler, tabiata bağlı olarak çalışır ve insan aklı hislerle elde ettiği bilgilerle iş görür. Akıl, hislerden beslenir, hisler de tabiattan. Böylece insan, gözünün gördüğünü, kulağının işittiğini, dilinin tattığını, burnunun kokladığını ve elinin tuttuğunu sever ve onlara tutunur. Dünyayı yaşar, ahreti hayal eder yahut dünyaya derinden tutunur ve âdeta ona tapar, ahreti ise uzak bir ihtimal görür ya da tamamen inkâr eder.

Allah, ahreti/cennet yurdunu, iman karşılığında satışa çıkarmıştır ve inançsızlar dünyayı satın almışlardır. Kuran’a göre, bu alış verişin sonucunda dünyacıların satın aldıklarının bazıları şunlardır: “Allah inancından sapmak ve diğer insanları saptırmak; kendini sahipsiz sanıp şımarıkça davranmak; dünya nimetlerinin cazibesine mahkum olmak; Allah hakkında tartışmak; inananlar arasında çirkin şeyleri yaymak; yeryüzünde bozgunculuk yapmak; din icat etmek, put yapıp tapmak; taşkınlık; menfaatçilik; para ve sağlık konusunda kaygı duymak; kalp pisliği (düşünce bozukluğu) ve buna bağlı psikolojik sorunlar yaşamak; fitnecilik, içki, kumar, fuhuş, benzeri sapıklıklara bulaşmak; cinayet vb. vahşetleri işlemek…”

Dünyanın mahiyetini ifade eden diğer bazı ayetler de  şöyledir:

“Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onların hiçbir bilgisi yoktur. Onlar sadece zanna göre hüküm veriyorlar.”; 

“İnkar edenler ateşe arz olunacakları gün (onlara şöyle denir): Dünyadaki hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı alçaltıcı bir azap göreceksiniz”;

“Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir…”;

“Azana ve dünya hayatını ahirete tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır.”

Anlaşıldığı üzere Allah’a iman etmemiş kişiye dünyanın bir faydası yoktur. Oysa Allah, insana değer veriyor ve iman ederek  cennete girmesini istiyor; fakat ekseri insan bunu istemiyor ve geçici dünya hayatını ahrete tercih ediyor.

Sonuç: Dünya mı ahret mi? İnsan hürdür, istediği yeri seçmekte serbesttir.  Allah adildir; dünyayı isteyene dünya nimetlerini elde etme imkanını, ahreti isteyene de ahret nimetlerini elde etme imkanını vermektedir. Dünyayı isteyenler, nefisleriyle baş başadır, ahreti isteyenler ise Allah’ın rahmetiyle korunmuşlardır. Dünyaya gelmesi nasıl kişinin elinde değilse ahrete götürülmesi de kişinin elinde değildir. İmanın karşılığı cennet, imansızlığın karşılığı ise cehennem olarak sabitlenmiştir. Üçüncü bir seçenek yoktur. Dünya hayatı ahret ülkesinin seçimiyle ilgilidir. Dünyaya gelen her insan ya cenneti ya da cehennemi zorunlu olarak seçecektir.

M.Talat Uzunyaylalı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s