Home

The Celebrity Apprentice - Season 14

Zengin ülkeler çökmektedir!

وَاِذَٓا اَرَدْنَٓا اَنْ نُهْلِكَ قَرْيَةً اَمَرْنَا مُتْرَف۪يهَا فَفَسَقُوا ف۪يهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْم۪يراً

“Bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun ‘varlık ve güç sahibi önde gelenlerine’ emrederiz, böylelikle orada bozgunculuk çıkarırlar. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı darmadağın ederiz.” (İsrâ 16)

Ayette geçen “karye” kelimesine yerleşim bölgesi, şehir anlamı verilmiştir ki, neticede ülke demektir. “mutraf” ise; güç sahibi, varlıklı, ekonomik ve politik etkisi olan, refah içinde yaşayan, dans eden, oynayan, şımarık kimse, demektir.

Bu, İsrâ suresinin on altıncı ayeti, psikolojik ve sosyolojik ilahî çok önemli bir kanunu öğretmektedir. Ayet; zenginlik ve kötülük arasındaki ilişkinin varlığını açık ediyor: Bir toplumda refah arttıkça o toplumun çöküş süreci de hızlanmaktadır!

Bu, insanın psikolojik yapasına yerleştirilmiş bir yasadır: Güç arttıkça, zenginler, duygularını en üst seviyede tatminin peşine düştükleri gibi, yaşadıkları toplumun siyasi, ekonomik ve kültürel yapasını da ya doğrudan ya da dolaylı etkileri altına almakta ve topluma, bir hamur gibi, istedikleri şekli vermeye çalışmaktadırlar.

İlahi yasa şöyle işlemektedir: Ekonomik gücü elinde tutan zengin sınıf, siyasi güçle birleştiğinde, peygamberlerin getirdiği ilahi düzene -‘Hak Din’e- muhalefet etmektedirler.  Peygamberler, toplumun iman ve ahlaki yapısını kurarken, siyasi erki de ellerinde tutan zenginler, karşı muhalefeti ve bozgunculuğu üretmektedir. Bu karşı çıkma psikoloji, içinde çöküş sosyolojisini de barındırmaktadır!

Kuran’da helak edilen refah ülkeleriyle ilgili bilgiler analiz edildiğinde bu yasanın işlediği görülmektedir: Nuh Kavmi, Ad Kavmi, İrem, Semûd Kavmi, Hicr Ashabı, İbrahim ve Ress Kavimleri, Lut Kavmi (Sodom ve Gomore), Mü’tekife, Medyen Ashabı, Eyke halkı, Firavun, Âl-i Firavun, Hâmân, Karun, Sebt Ashabı, Tübba halkı, Karye Ashabı, Uhdud Ashabı, Fil Ashabı, Sebe halkı ve Ebû Lehep’in ortak özellikleri kentlilik ve zenginliktir. Bu kentlerin zengin halkı, -aynı zamanda yönetici sınıfları-, peygamberlere karşı çıkmışlardır. Orta sınıf ve fakirler de zenginlerin etkisi altında hareket ettiklerinden, ‘Hak Din’le savaşılmış ve sonuçta Allahü Teâlâ’nın yasası (iradesi) tecelli etmiştir: Hak Din’le ıslahları mümkün olmadığından, refah şehirlerindeki kodamanların iktidarı ve onların etkisinde hareket eden halk yığınları yok olup gitmiştir.

 ‘Hak Din’le sınırlanmamış’ zenginlikle kötülük arasında ilişki vardır. Zenginlik arttıkça Allah’a itaat azalmaktadır. Zenginler, Hak Din’e uymak yerine, Hak Din’in kendilerine uymasını savunurlar. Zenginler itaat etmez; itaat edilmeyi bekler! Bugünün refah toplumları (ABD, AB gibi ülkeler), dünyayı kendi paradigmalarına göre yönetmek istemektedir. İradelerine boyun eğmeyen ve kendilerine itaat etmeyen ülkelere ise, -Orta Doğu da görüldüğü üzere-, zulümle diz çöktürmektedirler.

Sonuç: Günümüzde en büyük çürüme refah toplumu bireylerinde gözüken çürümedir. Özellikle ABD’nin ve AB’nin refah toplumu bireyleri psikolojik olarak çökmektedir. Modern toplumlar, eğer savaş gibi bir nedene bağlı olarak çökmeyecekse, çöküş nedenleri, sahip oldukları refah olacaktır. Nitekim refah şehirleri halkı obezite, uyuşturucu, yalnızlık, cinsel özgürlük (sapkınlık), alkol, kumar, intihar vb. çürüme alanlarında debelenip durmaktadır. Allah’ın yasası (iradesi) işlemektedir: Bu ülkeler, zenginliklerini ve nefislerini Hak Din’le ıslah etmezlerse çöküşlerini  önleyemeyeceklerdir. (Not: Bu konu müstakil bir kitap olarak çalışılmaktadır.)  

M.Talât Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s