Home

g

Rabbimizin kime teşekkür

edeceğini biliyor musunuz?

وَمَنْ اَرَادَ الْاٰخِرَةَ وَسَعٰى لَهَا سَعْيَهَا وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَاُو۬لٰٓئِكَ كَانَ سَعْيُهُمْ مَشْكُوراً

“Kim de ahireti ister ve inanmış olarak ona yaraşır bir gayretle çalışırsa, böylelerinin gayretleri teşekkürle karşılanır.” (İsrâ 19)

Allahu Teâlâya kulluk yapmak en büyük bir şeref ve kişiye nasip olmuş benzersiz ilahi bir makamdır; teşekkür makamı! Müslüman ahreti isteyen kimsedir; kim ahreti ister ve ‘ahrette Rabbim tarafından iyi karşılanayım, cennete girecek kalitede bir insan olayım’ diye düşünüp emredilen ibadetleri yaparsa, ayette vurgulandığı üzere, Rabbimiz o kuluna teşekkürle mukabelede bulunacaktır. Bundan daha büyük bir saadet ve nimet düşünülemez.

Ayette geçen ‘vese’ê lehâ sa’yehâ/ona yakışır bir şekilde çalışırsa” ifadesinin nesnesi ahret olmaktadır. Kim dünya hayatını Allah’ın rızasına uygun, yüksek bir farkındalıkla yaşarsa, o kişi ahrete intikal ettiğinde, melekler onu sevinçle karşılayacak ve Rabbimiz de, o kişiyi teşekküre layık bir kul olarak kabul ve takdir edecektir.

Kuran’da görüyoruz; Allahü Teâlânın kuluna teşekkürü ve kulundan memnuniyeti vardır. Emirlerinin yerine getirilmesi ve rızasına uygun çalışmalar, Rabbimizin hoşnutluğuna sebep olmaktadır. Kişinin amelini değerli ve güzel kılan o amelin Allah’ın bir emri olarak yapılmasıdır. Allah’ın rızasına uygun bir hayat yaşaması aynı zamanda kendine verilen ‘insan payesi nimetine’ karşı kulun bir teşekkürüdür. Rabbimizin kulun şükrünü (kulluğunu) kabul etmesi, tarifi imkânsız, büyük bir iltifat ve lütfudur. İnsan suresinin yirmi ikinci ayetinde “şükür” ifadesi yer almaktadır; bu ayet üsteki ayetin bir tekidi gibidir: “İnne hâżâ kâne lekum cezâen ve kâne sa’yukum meşkûrâ/Bu, ödülünüzdür ve gayretinize teşekkür edilmiştir.”

Sonuç: “Oku, adam ol; bir meslek öğren, bir iş bul, bir iş kur, para kazan, hayatını kurtar!” gibi söz ve örnekle desteklenen telkinler, modern toplumu dünyaperest kılmıştır denilebilir. Dünyaya karşı aşırı isteklendirme anlayışı, dünyayı elde edilecek büyük bir nimete dönüştürmüştür. Eğitim paradigması, ekonomi ve siyaset, bu imkânı ele geçirmek üzere kurgulanmıştır. Siyasi ve ekonomik faaliyetler hep bu bağlamda gerçekleşmekte, dış başarı, en önemli bir hedef ve adamlık göstergesi sayılmaktadır.

Bu, modern insanın bir trajedisidir; bir yanılsama olan dünyaya zihinde bir gerçeklik algısı kazandırılmış ve milyarlarca insan bu fani gerçekliğin peşine salınmıştır! Ahreti hedeflemeyen değerler dizisi, değersizdir ve insanın aleyhine sonuçlar doğuracaktır. Akıllı kişi, Kuran’ı aklına ve kalbine ışık yapar, işlerini bu ışığın altında görür, bu ışığın aydınlattığı yoldan yürüyerek ahrete gider. Böylece Rabbimizin teşekkürünü hak eden bir kul mertebesini elde eder ki, işte gerçek kazanç ve başarı budur.

M.Talat Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s