Home

 

yeryuzu1_foto_02

Nesneler güzeldir ve insanın sınav sorularıdır!

إِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْأَرْضِ زِينَةً لَّهَا لِنَبْلُوَهُمْ أَيُّهُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا

“Biz Yeryüzündeki şeyleri ona bir ziynet yaptık ki insanları imtihan edelim: hangisi daha güzel bir amel yapacak?” (Kehf 7)

 

Kâinattaki her şey insan için yaratıldı… Tabiat ve uzay çeşitli varlıklarla dopdoludur. Altın, gümüş, inci, mercan, yakut, petrol, doğal gaz, kömür, bor, mermer, taş, elma, armut, üzüm, gül, çiçek, inek, koyun, güneş, ay, yıldız, deniz, toprak, ağaç, bitki ve hayvan; kısacası dünyamızda ve uzayda yer alan her bir varlık, pek güzeldir ve insana sevdirilmiştir. İnsan, çevresini kuşatan varlığı sevmeseydi bahçesinde gül, çiçek yetiştirmez; evine şu renk bu renk mermer döşetmez; şu katı bu yatı, şu arabayı, bu elbiseyi satın almazdı; şu fabrikayı bu fabrikayı kurmaz, şu malı bu malı üretmezdi;-tabiri caizse-,  ‘benim!’, ‘benim!’ diye yırtınıp durmazdı…

Çevremizi kuşatan ve beş duyumuzu esir alan varlıklar, gerçekte Allahü Teâlâ’yı tanıyıp tanımamanın ve O’na kulluk yapıp yapmamanın birer sınanma nesneleridir. Ayette ifade buyurulduğu gibi, insan, çevresindeki varlıkla sınanır; aklı, fikri, yüreği nesnede mi kalıyor, ‘benim!’ dediği şeylere mi tutunuyor/tapıyor, yoksa nesneyi yaratana mı?

Dünya nimetlerinin insanın hidayetine ve dalaletine nasıl temel teşkil ettiğine dair başka ayetler de vardır. Mesela Yunus suresinin seksen sekizinci ayetinde dünya nimetlerinin inanç dünyasının önüne geçmesi tehlikesine şu şekilde vurgu yapılmıştır: “Musa dedi ki: Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun ve kavmine dünya hayatında zinet ve nice mallar verdin. Ey Rabbimiz! Onlara bu nimetleri insanları yolundan saptırsınlar ve elem verici cezayı görünceye kadar iman etmesinler, diye mi verdin? Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et, kalplerine sıkıntı ver ki iman etsinler.”

Kehf suresi sekizinci ayette insanı yoldan çıkaran dünya ziynetlerinin (tabiat) aslının kuru bir topraktan öte olmadığı şu şekilde açıklanmıştır: “Bununla beraber şu da muhakkak ki biz onun üzerinde ne varsa hepsini bir kuru toprak etmekteyiz.” O halde,  bizzat insanın kendi fizik varlığı olmak üzere, ‘benim’ dediği şeyler gerçekte kuru bir topraktan öte değildir.

Sonuç: İnsanın çevresini saran eşya (varlık) insanın hidayet yahut dalaletine kaynaklık etmektedir. Dünyayı görüp dünyayı yaratanı görmemek, gözün ve kalbin ölümüdür. Bakışı ve gönlü nesnelerde (para, mal, mülk) kalan kimse dünyada kalır; o ahret nimetine, baki cennete erişemez.

M.Talât Uzunyaylalı

 

Yorum bırakın